Bakanlar Kurulunun Siyasal ve Ceza Sorumluluğu Nedir?

Bakanlar Kurulunun Siyasal ve Ceza Sorumluluğu Nedir?

Bakanlar Kurulunun Siyasal sorumluluğu

Parlamenter sistemde, bakanların siyasal sorumlulukları, birlikte sorumluluk olabileceği gibi, bireysel sorumluluk da olabilir. Siyasal sorumluluğun doğurduğu sonuç, ister birlikte, ister bireysel sorumluluk olsun, Bakanlar Kurulunun, ya da bakanın çekilmesi, ya da çekilmek zorunda bırakılmasıdır.

Siyasal sorumluluk, ancak Meclise karşıdır. Bakanların siyasal sorumluluğu Anayasanın çeşitli maddelerinde belirtilmiştir:

a) Bakanlar Kurulu, hükümetin genel siyasetinin yürütülmesinden birlikte sorumludur (madde 112/1).

b) Bakanlar, kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden sorumludurlar (madde 112/1).

Bakanların siyasal sorumlulukları, gensoru sonucu, bakanlar kurulu, ya da bir bakan hakkında güvenoyuna başvurma yolu ile ortaya çıkar. Bundan başka Bakanlar Kurulu da, görev sırasında güvenoyuna başvurabilir.

Bir bakanın, yalnız başına gensoru yolu ile düşürülmesi olanağı vardır. Buna karşılık, bir bakan, tek başına güvenoyu isteyemez. Hizmet sırasında güvenoyu isteme, Bakanlar Kurulunda görüştükten sonra Başbakana aittir. Bakanın da, bazı hizmetlerin yütürülmesinde tek başına güvenoyu istemesinde de, bir sakınca olmamak gerekir.

Bireysel siyasal sorumluluk, çok az işleyen bir mekanizmadır. 1980 yılında, Dışişleri Bakanı güvensizlik oyu ile düşürülmüş, fakat hükümet istifa etmeyerek, göreve devam etmiştir. Unutmamak gerekir ki, dış politikayı saptama bir hükümet görevidir; bakan hükümetin saptadığı dış politikayı yürütür; yoksa kendi politikasını yürütmez.

Bakanlar Kurulunun Ceza sorumluluğu

Bakanların ceza sorumluluğu yönünden ilke olarak, 1924, 1961 ve 1982′ Anayasaları arasında başkalık yoktur. Anayasa, bakanların görevleriyle ilgili suçlardan dolayı, Yüce Divan olarak, Anayasa Mahkemesinde yargılanacağını belirtmiştir (madde 148/3). Başbakanın, ya da bir bakanın Anayasa Mahkemesinde, görevi ile ilgili bir suçtan yargılanabilmesi için, hakkında Meclis soruşturması yapılması ve bunun sonucu olarak da, Yüce Divana verme kararının alınmış olması gerekir (madde 100/3). Bu tür davalarda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı, ya da vekili yapar.

Meclis soruşturması, ancak Başbakan ve bakanlar için yapılabilir (madde 100/1). Bakanlar Kurulu hakkında, görevi ile ilgili bir suçtan dolayı, Meclis soruşturması açılamaz; yargılanmak üzere Yüce Divana gönderilemez. Bakanlar Kurulunun, ancak Meclise karşı siyasal sorumluluğu vardır.
Anayasanın yukarıda kısaca değinilen düzenlemesine göre, Başbakan ve bakanların, görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlardan dolayı, ceza sorumlulukları vardır. Bakanların, bakan oldukları sırada işledikleri görev dışı suçlarından dolayı, milletvekillerine uygulanan kurallar uygulanır. Meclis tarafından dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra genel kurallara göre mahkemede yargılanır. Bakanlar, dokunulmazlık yönünden Milletvekilleri ile aynı durumdadır (madde 112/4). Yüce Divana gönderilen bakan, bakanlıktan düşer. Başbakanın Yüce Divana gönderilmesi durumunda ise, Hükümet çekilmiş sayılır (madde 113).

Hukuksal sorumluluk. Hukuksal sorumluluğa mali, ya da akçalı sorumluluk da denir. Hukuksal sorumlulukta, uğranılan zararın para olarak karşılanması sözkonusudur. 1961 ve 1982 Anayasala¬rında bakanların hukuksal sorumluluğu açıkça düzenlenmemiştir. Anayasa yalnız, Bakanlar Kurulu üyelerinin görevleriyle ilgili suçlardan, Yüce Divan olarak Anayasa Mahkemesince yargılanacaklarını belirtmiştir. Böylece Anayasa, Bakanların görevlerinden doğan hukuksal sorumluluğu nedeni ile yargılanmalarını, Yüce Divanın görevi dışında bırakmıştır.

1924 Anayasası, 1961 ve 1982 Anayasalarından farklı olarak, bakanların ceza ve hukuksal sorumluluğu için bir ayırım yapmaksızın, “Bakanları, ….görevlerinden doğacak işlerden dolayı yargılamak için Yüce Divan kurulur” demek suretiyle, bakanların yalnız ceza sorumluluğu değil, hukuksal sorumluluklarından dolayı yargılamalarını da, Yüce Divanın görevleri arasında görmüştür. Konu ayrıca, İçtüzükle de ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. 1924 Anayasası dönemindeki uygulamalar da aynı doğrultuda olmuştur.

Kısaca belirtmek gerekirse, 1961 ve 1982 Anayasalarına göre, Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan olarak yalnız görevden doğan suçlan yargılayan bir mahkemedir; yargılama yönünden görevi suçla sınırlıdır. Bakanlara karşı, görevi ile ilgili konularda açılacak akçalı sorumluluk davalarına Anayasa Mahkemesinde bakılamaz. Bakanlar hakkında, devlete verdikleri zarardan dolayı ancak genel kurallara göre tazminat davası açılabilir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.