Eren Eyüboğlu Hayatı ve Sanatı

Eren Eyüboğlu, Türk ressamı (Yaş, Romanya, 1912- İstanbul, 1988).

Orta öğrenimi sırasında, resim sana­tına ilgi duyarak özel resim dersleri alan Romen asıllı Eren (Emestine) Eyüboğlu, sanat öğrenimini, Yaş Gü­zel Sanatlar Akademisi’nde tamam­layıp, 1929’da Paris’e giderek, dört yıl Ândre Lhote’un atölyesinde resim çalıştı. Paris’te tanıştığı Bedri Rahmi Eyüboğlu’yla 1936’da İstanbul’da ev­lendi. Anadolu’yu dolaşıp, Anadolu doğasını ve insanlarım yakından ta- nimaya çalıştı. Mozaik ve duvar re­simleri konusunda, eşiyle ortak çalış­malara girişti. İlk mozaik panosunu, 1953’te Ankara’da Etibank için ger­çekleştirdi. Ankara Hacettepe Hastanesi (1954-1955), Ankara Çocuk Has­tanesi (1955), Dördüncü Levent ko­nut duvarları (1956-1957), İstanbul Cerrahpaşa (1978) ve Haydarpaşa Göğüs Hastalıkları (1979) hastanele­ri için yaptığı mozaik panolarla bu tür çalışmalarını geliştirdi.

İlk kişisel sergisini 1935’te Bükreş’te Hassefer Galerisi’nde düzenleyen (daha önce, 1931 ve 1932 yıllarında Paris’te açılan iki toplu sergiye katılmıştı) Eren Eyüboğlu, 1936, 1937 ve 1938’de D Grubu sergilerine katıldı. Türkiye’de ilk kişisel sergisini 1938’de İstanbul Eminönü Halkevi Galerisi’nde açtı. 1941 ve 1942’de Ankara’da Kutlu kahvehanesinde Bedri Rahmi Eyüboğlu’yla birlikte ikili sergiler düzenledi. Aynı sergileri 1942-1958 arasında İstanbul’da Bed­ri Rahmi atölyesinde sürdürdü. 1952-1953’te gene Bedri Rahmi Eyü­boğlu’yla Ankara Helikon ve İstan­bul Maya galerilerinde ortak sergiler açtı. Bu sergilerin benzerlerini 1960’ta San Francisco’da düzenledi. 1961’de New York, Chicago ve Pennsylvania’daki kişisel sergileriyle ilgi uyandırdı. Bu tür sergilerine An­kara, İstanbul ve İzmir’de 1960 yılla­rından sonra, aralıklı olarak yer ver­di. 1973’te 34. Devlet Resim ve Hey­kel Sergisi’nde Bursa ‘dan adlı yağlı- boya tablosuyla başarı ödülü kazandı.

Eren Eyüboğlu Sanatı

Eren Eyüboğlu’nun Anadolu doğasını ve yaşamını büyük bir içtenlikle kucaklayan ilk dönem resimleri, eşi Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun aynı dönem çalışmalarına yakın olmakla birlikte, sanatı daha çok büyük usta­lardan, müzelere girmiş soylu yapıt­lardan öğrenme eğilimini yansıtır. Desen ve etüd aşaması, bu resimlerde vazgeçilmez bir tutku olarak belirir. Sanatın kendine özgü sorunsalını yakalamak, Eren Eyüboğlu’nun ilk dönem resimlerinden başlayarak, bütün bir yaşam boyu süregelmiş bir temel yaklaşımdır. Anadolu’nun doğası ve insanı, bu resimlere yöresel bir fantezi olarak karışmaktan çok, sürekli bir ilginin kaynağı olmuştur. Cami avluları, han içleri, ağaçlı avlu­lar, İstanbul görünümleri, çeşme baş­ları ve bayram yerleri, sanatçıyı bir çevre yaşamı olarak derinden etkile­miş, bu çevrenin insanlarıysa, davra­nış ve yaşam nitelikleriyle bu etkiyi biçimlendiren başlıca etkenlerden bi­ri olarak,ilk resimlerinden bu yana te­mel motif yerine geçmiştir .Yöresel gi­yimli köy kızları da Eren Eyüboğlu’n- da, bir portre sevgisinin yeşerip ol­gunlaşmasına ortam hazırlamıştır.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.