General Franco Hayatı Dönemi İspanya Tarihi

General Franco Hayatı Dönemi İspanya Tarihi, İspanyol generali ve devlet adamı (El Ferrol, 1892-Madrid, 1975). Bir küçük burjuva ailesinin çocuğu olan Francisco Franco Bahamonde, denizci olma isteğiyle önce bir askeri koleje girdi, ama İspanya deniz kuvvetlerinin o dönemde silah altına alma işlemini durdurması üstüne Toledo’daki askeri akademiye geçti.

General Franco, 1937 yılında. Burgos caddelerinde general Cavalcanti ve Mola arasında.

General Franco, 1937 yılında. Burgos caddelerinde general Cavalcanti ve Mola arasında.

1910’da akademiyi asteğmen olarak bitirdikten sonra 1912-1916 yılları arasında Rif savaşına katılarak komutanlık yaptı. 1917 yılında eski ve zengin İspanyol burjuva ailesinden bir kızla evlendi, aynı yıl Asturias bölgesindeki maden işçilerinin genel grevinin bastırılmasında görev aldı. 1920-1927 yılları arasında yeniden Rif’te bulundu: bu savaşın bitiminde generalliğe yükseldi (İspanyol ordusunun en genç generaliydi) ve ordunun yönetimini elinde tutan Primo de Rivera tarafından Zaragoza Askeri Akademisi’nin başına getirildi (1927-1931). 1931’de cumhuriyet ilan edilince, Franco, La Çoruna kentinin askeri valisi oldu, o tarihlerde düzenlenen bir askeri komploya katılmayı reddetti (bu komplo başarısızlıkla sonuçlandı). Cumhuriyet yönetimine bağlı bir subay olarak 1933’te Balear adalarına atandı. Aynı yıl, sağcıların iktidara gelmesi üstüne, geri çağrılarak Asturias bölgesinde yeniden başgösteren devrimci hareketi, yönetimindeki Afrika ordusuyla bastırdı. Fas ordusu başkomutanlığına getirildiğinde İspanya ordusunun en güçlü, en önemli adamıydı. 1936’da Halk Cephesi iktidara geldiğinde, öbür subaylarla birlik olup rejime karşı “yasal müdahale” adı altında bir hükümet darbesi yapma girişiminden kuşkulanılarak, hükümet tarafından Kanarya adalarına gönderildi. Aynı yılın temmuz ayında, rejime karşı ayaklanarak, 1939 yılına kadar İspanya’yı bölecek olan iç savaşı Afrika’dan başlatmış oldu.

Cumhuriyetçi orduya karşı kazandığı başarılarla, ayaklanan ordunun başkomutanlığına getirildi (29 Eylül 1936) ve “caudillo” unvanını aldı (ayaklanan ordunun komutanı). 1936’da hükümet başkanı olan Franco, faşizmin egemen okluğu İtalya ile nazizmin egemen olduğu Almanya’nın (Almanya yepyeni savaş malzemelerini Ispanya’da donenin olanağı bulmuştu) desteğini sağladı.

Fransa ve İngiltere’nin müdahalede bulunmayan bir siyaset gütmeleri ve Ispanya’daki yasal cumhuriyetçi hükümeti desteklememeleri üstüne, söz konusu hükümet bozguna uğradı ve Franco, 30 Ocak 1938’de devlet başkanı oldu. Ocak 1939’da Barselona alındı; mart ayında Madrid düştü. Franco, aldığı yardıma karşın, gücünü yitirmiş olan Ispanya’yı. İtalya-Almanya yanında İkinci Dünva savaşına sokmaya karşı çıktı; ama gene de “Bolşeviklere karşı düzenlenen sefere” katılması için Rus cephesine bir tümen asker (üivision Azal) gönderdi. 1947’de İspanya’ya veraset yoluyla hükümdarlık getiren yasayı çıkarttı: halefi olarak prens Jtıan Carlos’u seçip onun eğitimiyle ilgilendi. Devlet başkanlığı ve genelkurmay başkanlığı görevlerini birlikte sürdürdü. 1954’te. İspanyol topraklarında A.B.D’ne askeri üsler sağlayarak onlara güvence verdi: ama Ispanya’yı NATO’a üye yapmadı.

1964 yılında, Franco’nun Cumhuriyetçi rejime karşı kazandığı zaferin yirmi beşinci yılı kutlanırken, rejime karşı muhalefet bitmemiş (1973’te başbakan Carrero Blanco, bir bombalı saldırı sonucu öldürüldü) bu durum da çok sert baskı önlemlerinin alınmasına yol açmıştı. Nitekim, aynı yıl içinde İspanyol Komünist Partisi genel sekreteri julian Grimau, 1974’te de anarşist Puig Antich idam edildi. Franco, devrimci işçi hareketine son vermek amacıyla, Ispanya’nın iktisadi düzeyini yükseltme ve sınırlarını turizme açma yoluna giderek Avrupa Ekonomik Topluluğu’na yakınlaşmaya çalıştı. Ama bu arada, bütün çabalarına karşın, ülke içinde karşıt düşüncelerin yaygınlaşmasını önleyemedi ve aralarında eskiden en sağlam destekçilerinden biri olan Katolik kilisesinin de bulunduğu her çeşit muhalefete karşı baskı rejimi kurmak zorunda kaldı.

Franco rejiminin son yılında, yeni bir sertleşme hareketi görüldü: Olağanüstü durum ilan edildi; Arias Navarro tarafından tasarlanan liberalleşme çalışmaları durduruldu. 27 Eylül 1975’te, beş Bask bağımsızlık yanlısının ölüm cezasına çarptırılması çeşitli devletlerin tepkisine yol açtı. Bu günlerde hastalanan Franco Kasım 1975’te öldü. 27 Kasım 1975’te juan Carlos I’in tahta çıkmasıyla İspanya tarihinde yeni bir dönem başladı. Gerçekten de, juan Carlos 1 İspanya’yı gün geçtikçe daha demokratik bir yola soktu.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.