Huygens Kimdir?

Hollandah fizikçi, matematikçi ve gök­bilimci (La Haye, 1629-La Haye, 1695).

Edelinck'in Gaspar Neticher'in bir tablosundan esinlenerek yaptığı Huygens gravürü

Edelinck’in Gaspar Neticher’in bir tablosundan esinlenerek yaptığı Huygens gravürü

Diplomatlar ailesinden gelen Christiaan Huygens, bilimsel bir çevrede ye­tişti; Leiden ve Breda üniversitelerin­de öğrenim gördü. Mantık, matematik ve fizik alanlarında sağlam bilgisi var­dı. Latince, yunanca, fransızca ve İtal­yanca da öğrenen Huygens, ayrıca, çok iyi bir müzikçiydi. Öğrenimini bi­tirdikten sonra aüesinin yanma dön­dü ve bütün zamanım fizik üstünde düşünmeye ayırdı. Evindeki araç gereç bakımından çok zengin olan optik laboratuvarında her tür deneye giri­şerek ilerki çalışmalarının temelleri­ni attı.

1655’te Paris’e giderek felsefeci Gassendi, matematikçi Roberval ve gök­bilimci Boulliau’yla görüştü. Hollan­da’ya dönüşünde yaptığı bir dürbün sayesinde 50 yıl kadar önce Galileo Galilei’nin ortaya attığı Satürn halka­sı problemini çözdü. Aynı zamanda, Satürn’ün dönüşünü gözledi ve bu gezegenin bir uydusunu (Titan) buldu. 1660’ta yeniden Paris’e giderek Pas­cal, Auzout ve Desargues’la buluştu. Paris’ten Londra’ya bir gezi düzenledi ve orada Merkür’ün Güneş’in önün­den geçişini gözledi. 1661’de La Haye’e döndü. 1663’te Paris ve Londra’ ya yeniden bir yolculuk yaptı; Colbert kendisine önemli çalışma olanakları sağladı. Bu nedenle La Haye’e dön­dükten sonra Paris’e yerleşmeye ka­rar verdi.

Huygens’in Fransa’daki Verimli Yılları

Nisan 1666’da Paris’e giden Huy­gens krallık kitaplığında kalıyordu, ayrıca dairesinde özel bir laboratuvar da kurulmuştu. Protestanları kabul eden Angers Üniversitesinde doktor unvanını aldı. 1680’e kadar Fransa’ da kalması hem Huygens, hem de Fransa açısından son derece verimli oldu. Bellibaşlı çalışmalarını ve baş­lıca yapıtı Horologium osciüatorium ’u (Sarkaçlı Saat, 1673) Fransa’da ya­yımladı. Kurulmakta olan Fransız Akademisi’nin düzenlenmesine ve yönlendirilmesine katkıda bulundu. 1685’ten sonra, doğduğu ülkeden yal­nız bir kez, o da Philosophiae naturalis principia mathematica’jı (Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri, 1687) yayımlamış olan Newton’u görmek amacıyla Londra’ya gitmek için ayrıl­dı (1689).

Huygens, son yıllarını optik konusun­daki çalışmalara adadı ve özellikle Traite de la lumiere (Işık Üstüne İn­celeme) adlı yapıtıyla (1690) 1698’de yayımlanacak olan Cosmotheoros ad­lı, Evren sistemiyle ilgili denemesini yazdı.

Kuramcı Ve Deneyci Huygens

Huygens, ünü, gerçek değerinin bo­yutlarına ulaşmayan bir bilgindir. Ya­pıtları hem çok sayıdadır, hem de çok çeşitli konuları içerir. Üstün bir kuramcı ve büyük bir deneyci olan Huygens’in saatçilik alanında gerçekleş­tirdiği gelişmeler buna örnek olarak gösterilebilir. Her ne kadar küçük salınımların eşzamanlılığını bulan ve bu­nu saatle ilgili problemlere uygulama­yı düşünen Galileo Galüei olduysa da, 1657’de LaHaye’de Salomon Coster’e ilk sarkaçlı saati yaptıran Huygens ol­muştur. Saatçilikte Huygens sayesin­deki gelişmeler onun yalnızca deney­cilik yeteneklerinden kaynaklanma­mıştır. Huygens, işe salınımların eşza­manlılığıyla ilgili uzun bir kuramsal çalışmayla başlamıştı, sonra da eşza­manlılığın bir kusurunun sikloit yayı  biçiminde eğrilmiş lamların kullanıl­masıyla düzeltilebileceğini düşünmüş­tür. Huygens’i sikloitli sarkaç kuramı­nı incelemeye yönelten, bu teknik dü­zen oldu. Elde ettiği sonuçları Horo- logium oscillatorium adlı yapıtında yayımladı, daha sonra tümüyle mate­matiksel olan sikloit problemine geç­ti.

Geleneklere Bağlı Bir Matematikçi Huygens

Huygens, her ne kadar matematikte­ki gelişmeleri izlediyse de, gelenekle­re bağlı bir matematikçi olarak kaldı. Dönemin bir başka ünlü problemi olan zincir eğrisi problemi dikkatini çekti. Zincir eğrisi, iki sabit noktaya asıldı­ğı zaman kusursuzca bükülebüen, ay­nı kalınlık ve yoğunlukta, yerçekimi et­kisindeki bir zincirin oluşturduğu eğ­ridir. Huygens on yedi yaşından baş­layarak bu problemle ilgüenmiş ve zincir eğrisinin Galüeo Galilei’nin san­dığı gibi bir parabol olmadığını basit bir biçimde göstermişti. O zamandan beri problem çözümsüz kaldı, jac- ques Bernoulli 1690’da problemi yeni­den ortaya koyduğunda, bilim dünya­sı bu yanıtın ancak çok yeni bir dife­ransiyel hesaptan çıkacağını anladı. Huygens yalnızca klasik geometriyi kullanmaya özen gösterdi ve proble­mi birkaç günde çözdü.

Işık Kuramı

Huygens ayrıca kusursuz bir optikçiydi; her ne kadar aletli optikte ve geo­metrik optikteki çalışmaları dikkat çe­kiciyse de, asıl katkısı, tarihsel bilgi­lere göre, ışık kuramına oldu. İlk kez, ışığı bir dalga olayı olarak düşünen Huygens’tir; ama bu alandaki çalış­ması izlenmedi. Yaşadığı dönemde Newton’un çalışmaları bütün öbürle­rini bastırıyordu ve Newton tam an­lamıyla ışığın parçacıksal yapısmdan yanaydı. Huygens’in ışıkla ilgili dü­şüncelerinin öneminin anlaşılması için XIX. yy’ın gelmesi ve Fresnel’in çalışmaları gerekti.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.