İç Anadolu Bölgesi Şehirleri ve Özellikleri

Bölgenin en kalabalık yerleşme yeri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olan Ankara kentinin nüfusu 2,5 mil­yonu geçer (2.559.471). Bu nüfusuyla İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikin­ci kalabalık kentidir. Kentin yerleş­me tarihi oldukça eskilere iner.

Konya kenti 513.346 kişilik nüfusuy­la Ankara’dan sonra bölgenin ikinci, Türkiye’nin yedinci kalabalık kenti­dir. Konya ovasının batı kesiminde yer alan dağların eteğinde, günü­müzde de önemini koruyan önemli yollar üstündedir. Yapılan araştırma­lar yerleşme tarihinin Hititler ve Frigyalılar zamanına kadar indiğini gös­terir. Eski adı İkonion olan Konya, Lidyalılar, Persler ve İskender’in mi­rasçılarından sonra Romalılar ile Bi­zanslılara geçmiş, 1071 Malazgirt za­ferinin ardından Türklerin egemenli­ğine girmiş, Selçuklular döneminde parlak bir dönem yaşamış, önemli ya­pıtlarla süslenmiştir. Selçuklulardan sonra Karamanoğulları ve Osmanlıların yönetimine geçen Konya’da 1927’de 47 bin olan nüfus, 1970’te 200.000’i, 1980’de 300.000’i, 1990’da da 500.000’i aşmıştır. Kent, yoğun ye­şilliklerle kaplıdır; bunun nedeni, batıdaki dağlardan inen, suyu bol kaynaklara yakın olmasıdır. Kentin, demiryolları ve karayollarıyla diğer bölgelerle bağlantısı vardır.

Kayseri, bölgenin üçüncü kalabalık nüfuslu (421 362) kentidir. Erciyes dağının kuzey eteğinde bir ovanın kenarında kurulmuştur. Kurulduğu yerin yerleşim tarihi eskilere iner. Günümüzdeki kentin 24 km kuzey­doğusunda, Kültepe adı verilen yer­de, bir Asur ticaret kolonisi olan Kaneş kurulmuş ve yerleşme Hitit döne­minde de sürmüştür. Erciyes dağına dayanan bir tepe üstünde de Mazaka adı verilen eski Kayseri kurulmuştur (bu yerleşmeye, somaları Caesarea adı verilmiştir). Çeşitli istilalarla ya­kılıp yıkılan Kayseri, sonradan bu­ günkü yerine kurulmuştur. Malaz­girt zaferinin ardından Türklerin eli­ne geçen kent, bu dönemde çeşitli ya­pıtlarla süslenmiş, 1515’te de Osmanlı devletine geçmiştir. Cumhuri­yet döneminde gelişme gösteren kent, Ankara’ya, Karadeniz ve Akde­niz kıyılarına demiryoluyla bağlıdır. Karayollarının da yapımıyla gelişmiş ve modern yapılarla süslenmiştir. 1927’de 39.000 olan nüfusu, 1960’ta 100.000’i aşmış, 1980’de 300.000’e yaklaşmış, 1990’da da 400.000’i aş­mıştır.

İç Anadolu bölgesinde Ankara, Kon­ya ve Kayseri’den sonra dördüncü büyük nüfuslu kenti, Eskişehir ovası­nın güneybatı kesimine yakın bir yerde kurulmuş olan Eskişehir’dir. İçinden Porsuk çayının geçtiği kent, önemli yolların kavşak noktasında­dır. İstanbul’dan gelen demiryolu burada bir yandan Ankara’ya, öbür yandan da Kütahya ve Afyon üs­tünden Konya ve Ankara’ya uza­nır. 1927’de 30 bin olan nüfusu 1955’te 100.000’i, 1980’de 300.000’i, 1990’da da 400.000’i aşmıştır (413 082).

İç Anadolu bölgesinin nüfusu 100.000’in üstünde olan beşinci yerleşme yeri Sivas’tır. Kızılırmak vadisinin kuzey kenarında, ırmağın sağ kıyısı­na 3 km kadar uzaklıkta kurulmuş olan Sivas’ın Roma dönemindeki adı Sebasteia’ydı. Bizans döneminde de önemini koruyan ve büyük bir eyale­tin merkezi durumuna gelen kent, Malazgirt savaşından sonra Türk egemenliği altına girmiş ve önemli anıtlarla süslenmiştir. Osmanlı ege­menliğinden kısa süre sonra Timur, kenti yıktırmış ve nüfusu gerilemiş­tir. 1927’de nüfusu 30.000’e yaklaşan kent, daha sonra demiryoluyla Anka­ra’ya, Karadeniz bölgesine ve Doğu Anadolu’ya bağlanınca nüfusu da 1960’ta 100.000’e yaklaşmış, 1990’ daysa 221.512 olmuştur.

Bölgenin altıncı kalabalık yerleşme yeri, 1989 yılında aynı adlı ilin mer­kezi olan Kırıkkale’dir. Kurulduğu yer Cumhuriyet’in ilk yıllarında neredeyse boş durumda olan ve yerinde bir köy bulunan bir yerleşmeyken, Cumhuriyet döneminde askeri fabri­kaların kurulmasıyla gelişmiş, bir köy durumundan kurtulup nüfusu hızla artmıştır. Günümüzdeki nüfu­su 185.431’dir (1990).

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.