İndus Irmağı Hakkında Bilgi

İndus ırmağının kıyılarından bir görünüş

İndus ırmağının kıyılarından bir görünüş

Asya’da ırmak 2.880 km uzunlukta olan İndus ırma­ğı günümüzdeki Pakistan toprakları içinde kalan ve ilk kent uygarlıkların­dan birinin beşiği olan bir havzayı su­lar. Tibet’teki Hımalayalar’dan doğan bu ırmak, doğu-batı doğrultusunda Gilgit’e kadar uzanır ve bu noktada güneybatı doğrultusunu alır. Pencap ovalarına doğru indikten sonra Sind’i aşar, sağ tarafında Belucistan, sol ta­rafında da Thar çölü yer alır, daha sonra Hint Okyanusu’na uzun ama pek verimli olmayan bir deltayla dö­külür. Yukarı çığırında bir sel ırmağı özellikleri gösteren İndus’un, alçak topraklara ulaşır ulaşmaz akış hızı ke­silir; bu değişiklik biraz da buharlaş­maya, sızıntılara ve sulamaya bağlı­dır. Kabil ırmağıyla Attock’a ulaştığı zaman ırmağın debisi iki katma çıkar; daha aşağılarda Cihlam, Çenab ve Satlec kollarını alır.

Karların erimesi ve yaz musonları, İn­dus ırmağını besleyen başlıca etken­lerdir. Ekimden şubata kadar süren suların çekilmesi döneminden sonra, mart ayında ırmağın suları kabarır, haziran ve temmuz aylarında en yük­sek noktasına ulaşır. Yaz taşkınları, zamansız ve beklenmeyen yağmurlar sonucunda olur; 1973 yazındakine benzer, binlerce kilometrekareyi su­lar altında bırakan ve bütün havzaya yayılan türden taşkınlar pek sık görül­mez. Pencap’ta yağmurlu yaz ayların­da sulamasız tarım (buğday ve şeker­kamışı) yapma olanağı vardır; suların iyi bir biçimde dağıtılabümesi için İn­dus’un kolları üstünde büyük barajlar kurulmuştur. Debisinin 6.500 m3/sn olduğu aşağı çığırında yapılan Sukkur barajı da, eskiden çöl görünümünde olan bölgelerin değerlendirilmesine ve yapay vahaların oluşturulmasına olanak sağlamıştır.

Hindistan ve Pakistan Arasındaki Su Sorunu

1947’deki bölünmeden sonra Hindis­tan ve Pakistan arasında su sorunu­nu çözümlemek gerekti. Uzun ve çetin görüşmelerden sonra iki ülke 1960 yı­lında bir anlaşmaya vardı. Buna gö­re, Pakistan’ın İndus ve Cihlam’ın su­larından, Hindistan’ın da Satlec, Ravi ve Beas’ın sularından yararlanması öngörülüyordu. Bununla birlikte, Pa­kistan on yıl süreyle Beas’tan yarar­lanacaktı.

Irmağın düzenlenmesiyle tarıma elve­rişli alanların yüzölçümü arttı, ama aynı zamanda topraklarda tuz biriki­mi sorunu ortaya çıktı. Gerçekten de, aşırı sulama çalışmaları, tuzlu olan yeraltı su örtüsünün düzeyinin yüksel­mesine yol açtı, bunun sonucunda bu­harlaşma başladı ve işlenmiş olan bin­lerce hektarlık arazi böyle bir tehli­keyle karşı karşıya kaldı.

Bu durumda toprakların akaçlamay­la yıkanması ve yeraltı su örtüsü dü­zeyinin alçaltılması için özel kuyula­rın açılması gerekti.

Eski Uygarlıklar

İ.Ö. III. binyılda İndus vadisinde özel­likle Mohenco Daro ve Harappa’da kent uygarlıkları gelişti. Tunç devri halkları buralarda ileri bir kentleşme kalıntıları bıraktılar; bu insanlar piş­miş tuğladan çeşitli mimari yapılar, kanalizasyon sistemleri, geniş gömüt­lükler ve o dönem için ileri bir tekno­loji düzeyim yansıtan silindir mühür­ler yapmayı biliyorlardı. Büyük bir olasılıkla Dravid kökenli olan bu in­sanların, yaşadıkları yerlerden Ari kavimlerin işgali sırasında kovularak kıtanın güney kesimlerine doğru püskürtüldükleri sanılmaktadır.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.