İnka Medeniyeti Sanatı

İNKA SANATI

İnka İmparatorluğu’nun siyasal, ikti­sadi ve toplumsal yapılarındaki katı­lık, kuşkusuz nispeten yoksul olan bir sanat üretiminin kökeninde de yer alır. Kentlerin görkemli kalıntıları, bu insanların eşsiz bir kentçilik anlayışı olduğunu gösterir; ama İnkalarm,ya­ratıcı hayalgücünden kaynaklanan her türlü taşkınlığı kendilerine yasak­ladıkları sanılır.

XV. yy'dan kalma tüyden mozaikle süslü bir manto

XV. yy’dan kalma tüyden mozaikle süslü bir manto

Boyunduruk Altına Alınmış Halkların Etkisi

İnkaların küçük el sanatları (çömlek­çilik, dokumacdık, kuyumculuk) ala­nında ulaştıkları başarının kökenini, egemenlikleri altına aldıkları halkla­rın ustalıklarında ve beğenilerinde aramak gerekir. Eski Chimu Krallığı çömlekçilerinin inka Tupac Yupanqui tarafından alınıp getirilmesi, büyük imparatorluk topraklarında seramik sanatının yenilenmesini sağladı. Bu ustalar, çok ince hamurlar kullanıyor ama bunu çarkta işlemiyorlardı; da­ha çok da kalıba dökme tekniğinden yararlanıyorlardı. Yaptıkları eşyalar arasında insan biçiminde çok güzel vazolar vardı. Bu gibi ürünler üstün­de daha çok gerçek, fantastik, hatta erotik sahnelere yer verirlerdi. İnkalar, bu sanatçıların etkisinde kalma­dan önce kaba görünüşlü ve Tiahuanaco çömlekçilik sanatından çok aşağı düzeyde kalan seramik ürünleri yap­mışlardı.

Kadın görünümünde bir put

Kadın görünümünde bir put

Chimular dokumacılık alanında son derece ustalaşmışlardı ama İnkalar, bu sanata bir yenilik getirmediler. Tiahuanaco sonrası dönemde yetişmiş olan Perulu zanaatçılar, özellikle be­yaz pamukludan uzun, dar, kolsuz ve baştan geçirilerek giyilen bir tunik ya­pımında ustalaştılar. Bu tuniğin (cushma) her iki yüzü de kırmızı, mavi ya da sarı tüylerle kaplanırdı. Kullanılan tüyler, papağan ve sinekkuşu gibi kuş­lardan elde edilirdi. Cushma zaman­la, Peru’nun özellikle ormanlık bölge­lerinde yaşayan İnkalarm geleneksel giysileri haline geldi.

İnkalardan kalmış bir mumya

İnkalardan kalmış bir mumya

İnka heykelciliğinden kalan birkaç eş­ya arasında taştan havanlar, ağaç gövdelerinden yontulmuş ve kabuklu hayvan kakmalarıyla süslenmiş direk­ler ile az sayıda, taş üstüne yapılmış efijiler vardır.

İspanyol serüvencileri ülkeyi sistem­li biçimde yağmalamaya giriştikleri için altın, bakır ve gümüş işleyen İn­ka mücevhercilerinin gerçek değeri­ni belirlemek güçtür. Yalnız, bu sanat­çıların daha çok dökme, dövme, kaynak gibi teknikleri yaygın olarak kul­landıkları bilinir.

İnka Duvarcılığı

Bütün İnka kentlerinde, Chimu kent­çiliğinin temel özellikleri göze çarpar; Kristof Kolomb’un keşfinden önce Ye­ni Dünya’nın en büyük kenti olan Chan Chan bunun en iyi örneğini oluş­turur.

Gerçek anlamda İnka duvarcılığım yansıtan en dikkate değer kalıntılar Cuzco’da bulunur. Tipik bir İnka tek­niğine göre gerçekleştirilmiş olan Cuzco surları, ya çokgen biçimli, düzen­siz ama birbiri üstüne çok iyi oturtulmuş küçük bloklardan, ya da dış yü­zeyi hafifçe yuvarlaklaştırılmış dik­ dörtgen bloklardan oluşur. 1933-1934 yıllarında önemli arkeoloji kazılarının yapıldığı Sacsahuaman kalesi, İnka yapı ustalarının yeteneğim gözler önü­ne seren en iyi örnektir. Bu yapı­da tonlarca ağırlıktaki dev bloklar kullanılmıştır. Birçok üslubun bir ara­da yer aldığı bu bütünde, kulelerin ya­nı sıra, suyun iç kesiminde yer alan bir Güneş tapmağı, gerçek bir kent gö­rünümü sunan evlerle çevrili bir İn­ka konutu bulunuyordu. Cuzco’daki yapıların da yamuk biçiminde pen­cere ve kapıları vardı.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.