İsrail Ekonomisi

Borçlanma oranı giderek artan, ama bu arada katışıklı ulusal geliri 25 yıl­da on katından fazlaya yükselmiş bu­lunan İsrail’in iktisadı, dünya Yahudilerinden gelen yardıma karşın çok cılızdır. Bu durumun nedenlerini, yakın dönemde aşağı yukarı sürekli savaş durumunda (bütçenin % 40’tan fazlası askeri harcamalara ay­rılır) bulunulmasında olduğu kadar, İsrail toplumunun kendi özelliklerin­de de aramak gerekir. Kuşkusuz, nü­fusun hızla artması (nüfus 20 yılda üç katına çıkmıştır) ve genç olması (halkın % 32’si 15 yaşın altındadır) büyüme ve gelişme öğeleri olmuş, hükümet yeni topraklar aramaya, sa­nayiyle ilgili işyerleri yaratmaya yö­nelmiş, bu arada ardı arkası kesilme­yen göçmenleri yerleştirebilmek için önemli harcamalar gerekmiştir. Ama bütünüyle ele alınırsa, nüfus gene de çok kalabalık sayılmaz; bu nedenle iç pazar geniş değildir. Üstelik İsrail kullandığı enerjinin aşağı yukarı tü­münü, hammaddelerinin ve donanı­mının çoğunu dışalım yoluyla sağla­mak zorundadır.

Tarım

Üretimin yılda % 10 dolayla­rında artması sayesinde tarım, ülke­nin temel gereksinimlerini karşılaya­cak duruma gelmek üzeredir. Bu, özellikle İsrail’in önemli bir konu olan su sorununun çözümlenmesi yolunda harcadığı çabaların sonu­cunda sağlanmıştır. İyi sulanan Celi­le için pek büyük çaplı düzenlemeler gerekmemiştir; ama kıyı ovalan, özellikle de Necef için durum farklı olmuştur. Yağmur sularının depo­lanması, yeraltı su örtülerinden su­yun pompalanarak elde edilmesi, ar­tezyen kuyularının açılması, kanali­zasyon sularının arıtılması gibi yön­temlerin bir arada kullanılmasıyla iyi sonuçlar elde edilmiştir. Ama derivasyon kanalları daha da parlak so­nuç vermiştir. Su kaynaklarının kul­lanılmasına karşın, sulanabilir top­rakların yarısı hâlâ sulanmayı bekle­mektedir: Bu nedenle deniz suyunu tuzundan arındırmak için yeni araş­tırmalar yapılmaktadır. Ülkede daha çok turunçgil yetiştirilen kesimlerde özel araziler de vardır, ama tarım ala­nında çalışan nüfusun çoğunluğu, işbirliğine dayanan ya da kolektivist işletmelerde yaşar: Ulusal Yahudi Fonu’nun ya da Yahudi Devleti’nin topraklarını kira ile işleyen çiftçiler topluca yaşarlar; kimileri moşavlarda (dairesel planlı kooperatif köyler; çiftlikler, merkezdeki yapıların çev­resinde bir halka oluşturur), kimileri mülkiyetin ve işletmenin ortak oldu­ğu kibbutzlarda oturur.

Buğday, arpa gibi tahıllar ülkenin her yanında yetiştirilir. Necef te arpa ço­ğunluktadır. Yer yer mısır ve pirinç (Hule) ekimine de başlanmıştır; de­ğerli ürünler kıyı ovalarında yetişti­rilmektedir; ama dağlarda bağlara, Celile ve Necef te zeytinliklere, Ara­ba vadisinde de turunçgillere rastlanır. Sulama sayesinde meyve ağaçla­rından bol miktarda armut, şeftali, erik, kayısı ürünü alınır; muz ve avo­kado yetiştirme çabalarından başarı­lı sonuçlar elde edilmiştir (bu mey­veler günümüzde Şeria kıyılarında yetiştirilmektedir). Pamuk, şeker­pancarı gibi ürünlerde de gelişme ol­muştur; ülke artık gereksiniminin bir bölümünü karşılayabilmektedir. Bu arada sığır ve kümes hayvanları ye­tiştiriciliği öylesine hızla gelişmiştir ki, üretimi planlama gereği doğmuş­tur.

Sanayi

Sanayinin gelişmesini en­gelleyen iki etmen vardır: Maden kaynaklarının bulunmaması (yalnız­ca Lût gölünde kaya tuzu, Necefte fosfat, birkaç potas yatağı, henüz iş­letilmeyen birkaç bakır madeni var­dır) ve enerji kaynaklarının eksikliği. Başlıca elektrik kaynakları Hayfa, T el Aviv, Kudüs’teki termik santrallardır. İsrail bazı uzmanlaşmış ve yük­sek nitelikli sanayiler üstünde dur­maktadır; sanayi ürünleri günümüz­de dış satımın % 83’ünü oluşturur; dış satımın beşte ikisini yontulmuş elmas sağlar ama, hammaddesi dı­şardan gelmektedir. Elektrikli ve elektronik aygıt yapımı hızla geliş­mektedir. İsrail’in tek gerçek ağır sa­nayisi kimya sanayisidir (eczacılık ürünleri, araba lastiği, gübre). En çok gelişmiş öbür sanayiler besin (meyve suyu), dokuma (pamuklu, yün), oto­mobil montajı ve ticari araçların montajı ile uçak sanayisidir. Uzun Süre Tel Aviv ve Hayfa’ da toplanmış bulunan sanayiler günümüzde kuze­ye ve güneye doğru yayılma eğilimin­dedir. Ayrıca kutsal yerlerin varlığı turizmin gelişmesini sağlayan önem­li bir etmendir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.