Kalkınmasını önemli ürünlere kaynaklara ticaret yollarına ve geçitlere borçlu olan ülkeler

Kalkınmasını önemli ürünlere, kaynaklara ticaret yollarına ve geçitlere borçlu olan ülkelerle ilgili bir araştırma yapınız. Bu ülkelere geçmişten ve günümüzden örnekler veriniz. Ülkeler sahip oldukları yer altı ve yer üstü kaynaklarını üretimde kullanarak ekonomilerini geliştirirler. Bir ülkenin sahip olduğu kaynağı en iyi şekilde değerlendirip onu dünya pazarlarına satması ve ihracatının fazla olması kalkınmasının önemli şartlarından biridir.

Ülkeler yetiştirdiği veya ürettiği ürünleri, çıkardıkları madenleri kendisine kazanç sağlamak için diğer ülkelere satarlar. Kendi ihtiyaç duyduğu kaynak ve ürünleri ise diğer ülkelerden satın alırlar. Ticaret adı verilen bu alışverişte sadece alışverişi yapan iki devlet değil aynı zamanda ticaretin yapıldığı yollar üzerindeki devletler de kazanç sağlarlar. Bu nedenlerle tarih boyunca, kaynakları bol olan ve ticaret yolları üzerinde bulunan devletler daha çok gelişmiş ve güçlenmişlerdir. Şimdi doğal kaynakların, ürünlerin ve ticaret yollarının devletlerin gelişmesindeki önemini geçmişten ve günümüzden örneklerle inceleyelim.

kral yolu haritası örneği

İlk Çağ’da Frigyalılar, yetiştirdikleri at ve katırlarla ün yaptılar. Tiftik adı verilen keçi kılından yaptıkları
dokumaları ve Tapates adlı halı ve kilimleri satarak önemli gelir elde ettiler. MÖ VI. yüzyıldan sonra zayıflayan Frig Devleti, Lidyalıların egemenliğine girdi. Tarihte parayı ilk kez kullanan Lidyalılarda ticaret gelişti.

Efes’ten başlayıp Mezopotamya’da Persepolis kentine kadar uzanan Kral Yolunun açılmasında maden, özellikle altın işçiliğinde ileri olan Lidyalılar etkili oldu. 

Kral Yolu gibi tarihte önemli başka ticaret yolları da vardı. Bunların başında da İpek ve Baharat Yolları geliyordu. İpek Yolu aynı zamanda bilinen en eski kara yollarından biriydi. Çin ve Avrupa arasındaki ticaret, bu yol ile yapılmaktaydı. Tüccarlar, Avrupa’ya ve yol üzerindeki ülkelere ipek, porselen, kâğıt gibi ürünler gönderiyorlardı. Avrupa ve başka ülkelerden aynı yol üzerinden altın, gümüş gibi değerli madenler ile atlar getiriliyordu. İpek Yolu’na adının verildiği paha biçilmez ipekler, Çinlilerin en önemli ihracat ürünüydü. Baharat Yolu’na adını veren ürün ise baharattı.

Baharat günümüzden binlerce yıl önce Asya’nın güney ve doğu ülkelerinde kullanılıyordu. Orta Çağ’da Avrupalıların eti taze tutabilmek için kaynağı Hindistan ve Endonezya olan baharata ihtiyaçları vardı. Baharat Orta Çağ Avrupa’sında pahalı olduğundan sadece zenginler satın alabiliyorlardı. Hindistan ve Endonezya’daki baharatı ya Müslümanlar Hint Okyanusu’ndan deniz yolu ile ya da Türkler ve diğer tüccarlar Asya kıtasında önemli bir kara yolu olan İpek Yolu ile Akdeniz ve Karadeniz’e getiriyorlar, bu kıyılardan Venedikli ve Cenevizli tüccarlara satıyorlardı. Venedikli ve Cenevizli tüccarlar da Avrupa limanlarına taşıyordu.

İpek ve Baharat yolları aracılığıyla ticaret yapan devletlerin yanı sıra, bu yolların geçtiği devletler de ticaret sayesinde önemli bir gelir sağlıyorlardı. Özellikle XVI. yüzyılda İpek ve Baharat yollarının geçtiği Osmanlı Devleti üç kıtaya yayılan toprakları ile dünya ticaretinin de merkezinde bulunuyordu. Bu ticaret yollarının ülke topraklarından geçmesi, Osmanlı Devleti’nin ekonomik olarak güçlenmesinde büyük rol oynamıştı.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.