Kötü davranışlara karşı duyarlılık, müdahale ve çıkabilecek olumsuzluklar

Kötü davranışlara karşı duyarlılık nasıl olmalıdır?

İnsanlar içinde hayatını sürdürdüğü toplumun bir parçasıdır. İnsan parçası olduğu toplumun kurallarına uymalıdır. Hiç bir kimse tek başına yaşayamaz ve tek başına medeniyeti geliştiremez. Bunun çevremizdeki çarşıda, okulda, evdeki düzene ve kurallara sahip çıkmalıyız. O düzeni bozanlardan olmamalıyız. Medeni cesaret sahibi olup düzeni bozmaya kalkışanları çevreye ve diğer insanlara kötülük yapanları uyarmalıyız. Bir kötülük karşısından nasıl davranacağımızı peygamberimiz şöyle buyurmuştur.  ”İçinizden her kim, kötü bir davranış veya hoş olmayan bir şey gördüğünde, onu eliyle düzeltsin. Bunu eliyle düzeltmeye gücü yetmiyorsa, diliyle düzeltsin. Diliyle düzeltmeye de gücü yetmiyorsa, kalpten o kötülüğe buğzetsin.”

Peygamberimiz insanlara veya çevreye bir kötülük gördüğümüzde sessiz ve onaylar şekilde kalmamız gerektiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu davranış aynı zamanda sorumlu vatandaşlığın gerekliliğidir. 

Kötü davranışlara müdahale edilmeli midir?

Toplumun ve insanların huzurunu ve düzenini bozan bir kötülük gördüğümüzde, gücümüz oranında, ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız. Peygamberimizin emrettiği, elimizle düzeltebiliyorsak, elimizde o güç varsa, örneğin güvenlik güçlerinden isek, seyirci kalmamalıyız, o kötülüğe elimizle müdahalede bulunmalıyız. Elle müdahale etmeye gücümüz yetmezse, dilimizle kötülüğe müdahale etmeliyiz. Bir kötülük karşısında, güvenlik güçlerini yardıma çağırma, başka insanları yardıma çağırma şeklinde olabilir dil ile müdahale. Dil ile de müdahaleye gücümüz ve imkanımız yok ise, o kötülüğü içimizden kınamalıyız. En azından kınamazsak o kötülüğü onaylamış ve ortak olmuş oluruz. Bu duyarlılıkta olmayan toplumlarda huzur ve güvende olmaz. En kalabalık caddelerde bile birileri birilerine saldırabilir. Zarar verebilir. Bu duyarlılığın geliştiği toplumlarda, güvenlik ve dolayısı ile huzur da gelişir.

Kö­tü davranışlar karşısında duyarsız kalındığında toplumda ortaya çıkabilecek olumsuzluklar neler ola­bilir?

Birey ve toplum için duyarsızlığın olumsuzlukları:

Müslüman için duyarsız kalma, kendi ve toplum hayatı için hassasiyet göstermesi gereken durumlarda bu titizliği yitirmesi ve çevresindeki kötülüklere karşı sessiz olması denir. Bu durum onun için müslüman kimliğini yitirmesi manasına da gelir. Çevresindeki kötülüklere sessiz kalan Müslüman, Müslüman olma özelliklerini kaybetmiş demektir.

Müslüman dünyayı güzelleştirmek ve Allah ve Rasul’ünün çirkin gördüklerini gidermek için vardır. Kötülükler karşısından en azından kalbinden buğz etmelidir. Buğz da bu işin alt sınırını oluşturmaktadır. Müslümanların en önemli meselesi iyiliği emretmek kötülüklerden uzaklaştırmak olmazsa hem kendisi için hem de toplum için ölüm demektir. Çünkü duyarsızlık ölüm göstergesidir.

Bu duyarsızlık hastalığına yakalanan toplumlarda, her gün çevrede kötülükler artarak çoğalır. Toplumda huzur ve güvenlik kalmaz. Tek başına polis teşkilatının güvenliği sağlayabilmesi mümkün değildir. Duyarsız toplumlarda sokağa çıkılmaz olur. Her yeri kötülükler sarar. Bir gün döner dolaşır. Kişinin görüp de ses çıkarmadığı kötülük kendi başına gelir. Çevresinde de ona yardım edecek kimseyi bulamaz.

Kötü davranışlar karşısında duyarsız kalmanın sakıncaları nelerdir? Açıklayınız.

Yukarıdaki 3. bölüm bu soru cevabı için geçerlidir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.