Mayakovski Kimdir?

Rus ozanı ve oyun yazarı Mayakovski (Bağdadi [gü­nümüzde Mayakovski], Gürcistan, 1894 – Moskova, 1930).

Yoksul bir ailenin çocuğu olan Vladimir Vladimiroviç Mayakovski (Mayakovskiy olarak da yazılır), on dört ya­şında Bolşevik Partisi’ne girdi ve kü­çük yaşta on bir ay hapis yattı. Daha sonra bir bohem yaşamı sürdü. 1913’te Poşçoçina obşçestvennom vkusu (Yaygın Beğeniye Bir Şamar) adıyla ilk Rus fütürist bildirgesini ya­yımladı.

İtalyan Marinetti’nin ortaya attığı bir sanat akımı olan ve makine güzelliği­ni, savaşı yücelten fütürizme bağlı Mayakovski şiirlerinde otomobilin hızım, makine­nin gücünü canlandırdı, akademicili­ğe karşı başkaldırmak gerektiğini ile­ri sürdü. Dadacılar gibi fütüristler için de ebebiyat artık ölmüştü ve ar­keolojinin kapsamına giriyordu. Şiirinin, dönüşüm halinde olan bir halkm sesi olmasını isteyen Maya­kovski, modern ozan tipinin bir örne­ği olarak ortaya çıkü. Çağrışımlarının zenginliğiyle, sözcükleri birleştirip ay­rıştırmasıyla, 1 500 dizelik bir şiiri ez­bere yazmasıyla, yaptığı afişlerle, ver­diği konferanslarla, vb. dikkati çeken Mayakovski Rus ozanı Velemir Klebnikov’un (1885-1922) arkadaşıydı ve onunla birlikte çalıştı. 1920’de, fütürizmin, sığ bir modern anlayış halinde yozlaşacağını ve her­hangi bir ideolojiye alet olacağmı kav­rayarak şiirlerinde sözcüklerle oyna­dı ve şiirde yeni anlatım teknikleri or­taya koydu. Şiirlerinin kolayca anla­şılmadığı söylendi ve eleştirilere konu oldu. Ama S.S.C.B’nde genç kuşak, şi­irlerini ilgiyle izliyordu; nitekim, Mayakovski acık havada şiirlerini okumak üzere ülkesini dolaştı. Mayakovski gibi bir kişiliğin, kalıpçı sanatçılarla ve eleştirmenlerle çatış­maya girmesi kaçınılmazdı. Nitekim Tahtakurusu (Klop 1920) ve Barıya (Hamam, 1929) adlı iki oyunuyla top­lumun değişimine ayak uyduramayan bürokrasiyi ve küçük burjuva anlayı­şını eleştirdi. Bu tiyatro oyunları res­mi eleştirmenler tarafından kötü kar­şılandı.

Mayakovski hiçliğin kendisini çekmesi duygusunu uzun süredir yaşıyordu. Dostlarından ayrılmış, şiir okumasını sağlayan gür sesinden yavaş yavaş yoksun kalmanın acısını duymuş, yaş­lanmaktan korkmaya başlamış ve sev­diği kadından, yani aktris Veronika Polonskaya’dan ayrılmanın boğuntu­sunu yaşamış olan Mayakovski, 1930’da doyurulması olanaksız bir ya­şam açlığını daha da dayanılmaz kı­lan bir durum içine düştü ve 14 Nisan 1930’da kalbine bir kurşun sıkarak in­tihar etti.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.