Seyyahların Gözüyle Osmanlı

Seyyahların Gözüyle Osmanlı 7. Sınıf sosyal bilgiler sayfa 72-75

seyyahların gözü ile osmanlı

Yukarıdaki kitapların kapaklarını inceleyiniz. Sizce bu kitapların konusu ne olabilir? 

Bu kitapların konusu, seyyahların gezdiği gördüğü yerleri günün dili ile anlattığı kitaplardır.

Bu kitapların bizim için önemi ne olabilir? Düşüncelerinizi aşağıdaki boşluğa yazınız.

Bu kitaplar, yabancı seyyahların Osmanlı ve ülkesi hakkında yazdığı kitaplardır. Bizi anlatan eserler olduğu için, yabancıların bizi nasıl gördüğünü, Osmanlılar hakkında neler düşündüklerini anlayabileceğimiz seyahatnamelerdir.

1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethedince Avrupalıların gözü Osmanlılar üzerine çevrildi. Daha önce defalarca kuşatılan şehri fetheden bu millet hangi milletti? Bu konuda aşağıdaki Osmanlı arması bize önemli bilgiler vermektedir.

osmanlı arması

Yanda verilen Osmanlı armasındaki sembollerin ne anlama geldiğini araştırınız.

Üstteki güneş devletin bütünlüğünü, soldaki yeşil renkli hilalli sancak hilafeti, Güneşin ortasındaki yeşil tuğra Osmanlı ailesinin bütün müslümanların lideri olduğunu, soldaki çiçekler hoşgörü anlamına, Soldaki çiçeklerin yanındaki terazi adaleti ve adaletli olmayı, Terazideki Kuranı Kerim İslam şeriatı ve İslam Devleti olduğunu, en altta asılı olan madolyanlar, bir çok milletten meydana gelen bir devlet olduğunu,madolyanların asılı olduğu askı Osmanlı Kültürünü, Solda ve sağda bulunan silahlar Osmanlı ordu ve askeri gücünü, sağda kırmızı renkli Türk bayrağı, üstte tuğranın altındaki yeşil ay, Osmanlı dünyada bütün müslümanların koruyucu olduğu anlamlarına gelir.

Armadaki sembollerden yola çıkarak Osmanlıların kültürleri ve siyasi güçleri hakkında neler söylenebilir?

Osmanlı armasında, gösterdiği gibi, osmanlı siyasi gücü bütün müslümanları ve çok sayıda milleti kapsamaktadır. Hoşgörüyü temsil eden çiçekler olduğu gibi, savaşı ve askeri gücü temsil eden silahlar da vardır.

osmanlı ve kültür

Yukarıda belirtilen özellikler Avrupalıların ilgisini çekiyordu. Bu nedenle Osmanlı topraklarına yolu düşen bazı Avrupalılar gördüklerini ve duyduklarını yazılı hâle getirdiler. Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi de birçok bölgeyi gezdi. Gezdiği yerleri ayrıntılı bir şekilde kaleme aldı.

Günümüze kadar ulaşan kitaplar, belgeler, tarihi eserler ve buluntular paragrafta geçen konular ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.

Aşağıdaki alıntılar farklı zamanlarda Osmanlı ülkesine gelmiş kişilerin eserlerinde yer almaktadır. Birlikte inceleyelim.

…Biraz da, kaldığımız misafirhanelerden bahsedeyim. Türkler buralara kervansaray diyorlar. Bunlar uzunca bir binadan ibarettir… Kervansaraylarda kapalı özel odalar olmadığından özel bir yaşantıya imkân yoktur. Bazen, kervansaraylara nazaran daha geniş ve büyük olan, yatak odaları ayrılmış bulunan Türk hanlarında kaldım. Bu hanlar zengin veya fakir, Hristiyan yahut Yahudi olsun, herkese açıktır. Hanlarda misafirlere yemek vermek âdettir. Yemek zamanı gelince bir hizmetçi elinde kocaman bir tepsi ve üstünde bir tabak etli bulgur pilavı olduğu hâlde ortaya çıkar…
s. 27, 28.
…Türklerin elbiseleri topuk kemiklerine kadar uzundur. Bu şekilde giyinmeleri onları daha iri yarı ve daha uzun boylu gösteriyor…
Bu büyük kalabalıkta dikkati çeken bir başka şey de sessizlik ve intizamdır. Ne bir ses, ne bir uğultu…
Ogier Chiselin De Busbecg (Ojer Giselirı Dö Busbeg), Türkiye’yi Böyle Gördüm, s. 65.

Busbecg’in belirttiği misafirperverlik anlayışının günümüzde de devam ettiğini düşünüyor musunuz?

Bu misafirperverliğin halan günümüzde de devam ettiğini görmekteyiz.

Düşünüyorsanız yakın çevrenizden örnekler veriniz. Türk milletindeki disiplin anlayışının kazandırdıkları ile ilgili olarak bir tartışma yapınız.

Çevremizde köylerimizde hayır günleri yapılır, o gün şölen ve eğlence yapılır, dualar edilir, dışarıdan gelen misafirlere yemekler ikram edilir. O günlerle ilgili önceden duyurular yapılır ki, daha çok misafir gelsin diye.

Türklerin bu disiplin anlayışını, kendi Türk kültüründen ve İslam’dan almışlardır. Bu disiplin ile bir çok askeri ve ekonomik başarılar elde etmişlerdir.

…Galata’da bir Türk hamamına gittim. Bazı yönlerden yadırgamama rağmen, Türk hamamında yıkanmak güzel bir şey… Türk hamamında bir çeşit kızgın mermer üzerinde yatılıyor. Hamam sık sık kullanılırsa çok etkili bir tedavi aracı. Bizler derimizi okşamakla kendimizi temizlediğimizi sanıyoruz. Türkler ise gerçek temizlik örneği kişiler…
George Wİlliam (Corc Viiyım), Frederick Howard (Frederik Havırd),
Türk Sularında Seyahat, s. 22.

Temizliğin kültürümüzdeki yeri ve önemi ile ilgili olarak neler söyleyebilirsiniz?

Temizliğin Türk kültüründe çok büyük önemi vardır. Her mahalleye köye bir hamam yapılmıştır. Kültür ve dinin emri günde 5 defa görünen yerlerin yıkanması ve guslün farz olmasıdır.

…Bayram günlerinde büyük ölçüde tüketim yapılır. Her Müslüman yeni elbiseler edinir, verir veya alır. Bu zaman zarfında her türlü eğlence açıktır. Ancak bazı düzensizlikler olur. Mesela yeni elbiselerini giymiş ve gayet iyi silahlanmış adamlar İstanbul’un civar kasabalarına giderek eğlenirler.
Baron De Tott (Baron Dö Tot), Türkler, s. 12.

Bayramlar, milletimiz için oldukça önemli günler olarak değerlendirilir. Bayramın geldiği, yapılan hazırlıklardan belli olur. Günümüzdeki bayramlarla eskiden yapılmış bayramlar arasında farklılıklar var mıdır?

Evet zamanla ortaya çıkan farklılıklar olmaktadır. Günümüzde bayramlara artık tatil günleri olarak bakılmaktadır.

Aile büyüklerinizden öğreniniz. Sınıfınızda arkadaşlarınıza aktarınız. Yukarıdaki alıntılardan hareketle Osmanlı kültürüne ait hangi çıkarımlarda bulunabilirsiniz?

Osmanlı kültürü, temizliğe, intizama, sosyal hayata, ticari hayata ve misafirperverliğe çok önem vermiştir.

…İstanbul’daki Türklerin, namuslu ve dürüst alışverişlerine hayran oldum. Hemen hemen her gün Bedesten’e gidiyordum. Bizdeki alıcı ve satıcıların birbirlerini aldatmaya kalkışmalarına burada hiç rastlamadım. Satıcı, malına bir fiyat söylüyor. Alıcı ise bu fiyattan aşağı bir fiyat veriyor. Verilen üçüncü fiyatta ya uyuşuyorlar yahut da alıcı çekip gidiyor Kazanç hırsı, Müslümanların günde beş vakit namaz kılmalarına mâni olmuyor. Ezan okununca herkes camiye koşuyor. Esnaf dükkânlarını kapatmayıp biraz sonra geri döneceklerini belirtmek için kapılarının önüne birer
bez çekiyorlar. Bu sonsuz itimat, hizmete göre değer kazanıyor. İstanbul’da hırsızlık vakalarına çok seyrek rastlanırmış…

Edward Raczynski (Edvırd Razirinski),
1814‘te İstanbul ve Çanakkale’ye Seyahat, s. 27, 28.

Yukarıdaki alıntıda verilen bilgilerden hareketle Osmanlıların alışveriş kültürü hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Osmanlının alışveriş kültürü, adalete ve karşılıklı güvene dayanmakta, insanlar birbirlerini aldatmaya çalışmamaktadır. Dükkanlarını kilitlemeden gidilebilmekte, insanlar birbirlerine güvenmektedirler.

…Ramazanda akşam saatleri İstanbul’daki bir yabancıya son derece cazip geliyor. Bütün gün oruç tutan Türkler, akşam namazından çıktıktan sonra yemek içmek için lokanta ve kahvehanelere koşuyorlar…
Edward Raczynski (Edvırd Razirirıski), 1814’te İstanbul ve Çanakkale’ye Seyahat, s. 72.

Osmanlılardaki oruç ibadetinin ve kahve kültürünün Avrupalılarca ilginç bulunmasının nedenleri neler olabilir?

Bütün insanların, inançları uğruna tamamıyla gönüllü olarak akşama kadar aç beklemeleri, ve hepsi birden yemeğe koşmaları, bunu eğlenerek büyük bir coşku ile gerçekleştirmeleri, akşam kahvehanelerde yapılan ramazan eğlenceleri, insanların birbirlerine bu sıcaklığı, bu sakin kavgasız hayat onlara ilginç geliyor.

..Sultan Mahmut devrinde süvari birlikleri at meydanında cirit atma yarışları yaparlarmış. Osmanlı padişahlarının hemen hepsi cirit oyununa meraklıymış… At meydanı bugün hâlâ bazı büyük bayram günleri için halka açılıyormuş. Müslüman halk için önemli olan sünnet düğünleri burada yapılıyormuş. Yürüyüşümüze devam ederken Sion’lu rahibelerin mektebini de gezdik. Orada birçok rahibe ile tanıştık. Çoğunlukla rahibeler; bu ülkede her istediklerini yaptıklarını ve burada mutlu olduklarını söylüyorlar…

La Baronne Durand de Fontmagne (Baron Durand dö Fontmanj), Kırım Harbi Sonrasında İstanbul, s. 156.

Cirit, ilk Türk devletlerinden günümüze kadar gelen geleneksel oyunlarımızdandır. Türk kültürüne ait birçok faaliyetin toplu bir şekilde yapılıyor olması hakkında neler düşünüyorsunuz?

Türklerde ve Osmanlılarda sosyal hayat çok gelişmiştir. Toplu yapılan oyun ve eğlenceler çok sık olmakta, insanlar birbirlerine hoş muhabbet beslediklerinden, düşmanca tavırlar sergilemediklerinden birlikte toplumca yapılan faaliyetler çoktur.

Osmanlı ülkesini gezen seyyahlar arasında Evliya Çelebi de vardır. Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi (1611’de Kütahya’da doğdu. 1682’de Mısır’da öldü.) gezerek gördüklerini 20 yaşındayken İstanbul’da kaleme aldı.

Enderun’da dört yıl eğitim aldı. Eğitimini tamamlayan Evliya Çelebi sırasıyla Bursa, İzmit, Trabzon, Amasya, Girit gibi birçok şehri gezdi. Daha sonra Avusturya, Hicaz, Mısır, Sudan, Habeşistan, Dağıstan gibi ülkelerde dolaştı. Bu gezilerinde önemli mektuplar götürmek ya da savaşa katılmak gibi çeşitli hizmetlerde bulundu. Gözlemlerini “Seyahatname” adlı eserinde tarih ve yer belirterek yazdı. Seyahatname, edebiyatımızda gezi türünde yazılan ilk eserdir. Aşağıda bu Seyahatname’de geçen Amasya ile ilgili bir bölüm yer almaktadır.

seyahatname

Evliya Çelebi, gezip gördüğü yerleri ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Halkın anlayacağı bir dil kullanmıştır. Zaman zaman okuyucunun ilgisini çekmek için abartılı ifadelere yer vermiştir.
Evliya Çelebi’nin ömrünün büyük çoğunluğunu seyahatlerle geçirmesinin nedeni olarak gösterilen
rüyanın ne olduğunu araştırınız.

Evliya Çelebi rüyasında peygamberimizi görür, şefaat ya rasulullah diyeceği yerde seyahat ya resulullah der ve o günden sonra düşer yollara…

Yukarıdaki alıntıdan faydalanarak Amasya ili hakkında neler söyleyebilirsiniz?

 

 

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Comments

  1. Ya lütfen bi zahmet BAZI soruları daha iyi okuyun!Bazen oyle bi yapıyorsunuz ki……SORUYLA ALAKASI OLMAMASI İLE BERABER BOSUNA UZUN UZUN YAZIYORSUNUZ???

    1. Bir sayfayı hazırlamak için uzun uzun çalışıyoruz. Bence sen haksızlık yapıyorsun. Biz bu cevaplar doğrudur demiyoruz, kendi cevaplarnızla buradakileri karşılaştırın diyoruz. Kasıtlı yazdığınızı düşünerek, buradan faydalanan arkadaşlar gerekli cevabı verecektir diye onayladım açıklamanızı…

    1. Bir şey hem çok uzun hem kısa nasıl olur anlayamadım. Eğer yazılanlar size uzun geliyorsa, siz bunu kendi anladığınızı yazarak kısaltabilirsiniz.

    2. Ben sana katılmıyorum. Bu cevapları kendi gözümle biraz kontrol edip özetleyerek yazıyorum. Ve öğretmenim cevapları çok beğeniyor. Hatta bu sayfa sayesinde sosyal bilgiler karnemde 5 geldi. Kim bu siteyi açtıysa ona çok teşekkür ediyorum :).

Bu ne be için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.