Histogenez Nedir?

histogenezEmbriyo gelişmesinin gastrula evre­sinde, iç ve dış deriden çeşitli dokula­rın türemesi. Histogenez terimi, aynı zamanda eski dokuların onarımı, bitkisel dokuların oluşumu ve onan­ırımı da belirtir.

Organlaşmış Hücreler

Her doku, tümü de çok geniş potansi­yelde ana hücrelerden çıkan ve bağımsız organlar (sözgelimi,karaci­ğer, mide) halinde ya da yaygın bir sistem (sözgelimi, kan) biçiminde organlaşmış hücrelerden oluşur. Gerçekten de, ana hücreler, kalıtım­sal bilginin yalnızca çok sınırlı bir bölümünü kullanırlar; bu bölümün iyice belirlenmiş bir niteliği ya da işlevi vardır. Organizinler (protein yapısında maddeler) aracılığıyla, oluşturdukları hücreleri yönlendirir ve özel niteliklerini belirlerler. Bun­ları dokular halinde düzenlerler, bir organın oluşumu ve iyi işlemesi için gerekli hücre sayısını uyumlu bir biçimde saptarlar. Aynı dokuyu oluş­turan bütün hücreler, aynı biçimde ve aynı işlevde olmak zorunda değildir. Sözgelimi, soluk borusu ve bronşları döşeyen epitelyumun yüzeysel hüc­releri, kirpiklidir; bu titrek kirpikler küçük bir yabancı cisim ya da çok miktarda salgı, solunum yollarını tıkama eğilimi gösterdiğinde, öksü­rüğe neden olurlar. Bununla birlikte, gırtlak düzeyinde yüzeysel hücreler, yassılaşmış ve hafifçe keratinleşmiş- tir. Kadeh biçiminde olan öbür hücre­lerse yağlayıcı ve nemlendirici bir sümüksü madde salgılarlar.

Yıkım ve Onarım

Normal koşullarda, her dokunun yaşlı hücreleri kendiliğinden ve sürekli olarak yıkıma uğrarlar, hatta bu olguya dayanılarak yaşamın sürekli bir ölüm olduğu söylenebil­miştir. Ama ana hücrelerin bölünme­siyle oluşan yavru hücreler, sıkı bir kalıtımsal denetimle sürekli olarak yıkıma uğrayan, bir başka deyişle, yok olan hücrelerin yerini alır. Bununlabirlikte,üremede rol oynayan hücreler, canlılıklarını yitirmezler, kalıtımsal yeteneklerini de korurlar. Kanserde dönüşüme uğramış olan hücreler, farklılaşmalarının bir bölü­münü yitirirler, her tür denetimden kaçarlar ve sınırsız olarak çoğalırlar; böylece hızla büyüyen düzensiz ve organlaşmamış hücre yığınları oluşur. Bunun tersine,bir hücrenin kim­yasal bileşiminde köklü bir değişme ya da belli bir hastalık, bir dokunun yıkımına ya da değişmesine neden olabilir. Aynı biçimde bazı fiziksel etmenler (sözgelimi, X ışınları ve kobaltın y ışınları) tedavide bazı anormal (özellikle kanserli) dokuları yerel olarak yok etmede kul­lanılırlar.Bu olayın tam tersine, hücrelerin sürekli olarak çoğalması, yıkıma uğramış dokunun bir bölümünü has­tanın kendisinden ya da başka birin­den alınan dokuyla onarmada da kullanılmaktadır. Aynı biçimde ke­mik zarı hücreleri, çoğalarak, kırıl­mış bir kemiğin yeniden yerine konan iki parçasını birbirine kaynaştırabilirler (travma kırığı). Ama son evre­sine ulaştığı için yenilenemeyen sinir dokusunu onarmak olanaksızdır.

Farklılaşmama

Üst yapılı bitkilerde, sürekli olarak, bireyin büyümesini sağlayan farklı­laşmamış hücre bölgeleri kalır. Bu hücreler, daha sonra çeşitli dokuları oluştururlar.

Hayvanlarda da sürekli farklılaşma­mış olarak kalan ve gereksinimlere göre farklılaşabilen hücreler görül­mektedir. Bunlardan bazıları neo-blast, bazıları histiosit adını alır. Buna karşılık, sürekli yenilenme duru­munda olan dokularda (kan dokusu, sperm hayvancığı üreten doku, vb.) ana hücrelerin farklılaşmamış oldu­ğu düşüncesi benimsenemez; bunlar, çok büyük bir bölünme yeteneği olan, ama farklılaşmış bir soydan gelen hücrelerdir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.