Karl XII (Demirbaş Şarl) Hayatı ve Krallık Dönemi

Karl XII İsveç kralı (Stockholm, 1682 – Fredrikstad. 1718).

Kari XI’in oğlu Kari XII ya da Demir­baş Şarl, 1697’de on beş yaşmdayken kral oldu. Babası bir hükümet darbe­siyle mutlak bir monarşi kurmuş, ye­ni bir toprak dağıtımıyla soyluları ken­dine bağlı kılmıştı. Dış tehlikelere kar­şı İsveç İmparatorluğunun Baltık de­nizi çevresindeki bütünlüğünü ancak böyle sağlayabiliyordu. Gerçekten de, yalnızca ordusunun gücüne dayalı olan İsveç emperyalizminin durumu çok nazikti. Finlandiya dışındaki İsveç toprakları Baltık denizi kıyıları boyun­ca uzanıyor, böylece Doğu Avrupa kı­ta güçlerinin İsveç’in denetiminde bu­lunan bu denize çıkmaları engellen­miş oluyordu. Bunun üzerine 1700’de Danimarka. Polonya ve Büyük Petro’ nun Rusya’sı birleşerek, on yedi yaşın­daki kralın karşısında yer aldılar. Ama İsveç kralı bir savaş adamıydı. Askeri birliklerinin az olmasına kar­şın onları Baltık denizinin bir ucundan öbürüne şaşırtıcı bir hızla kaydırma­sını çok iyi başardı. Önce Kopenhag önlerine geldi ve Danimarka kralını barışa zorladı; daha sonra çarın ku­şattığı Narva kalesinin yardımına ko­şarak Livonya’ya geldi. Ardından Po­lonya kralının üstüne yürüdü; onu vâ­risi bulunduğu Saksonya prensliğine kadar püskürttü (1701) ve krallıktan azlederek yerine Polonya Diyeti tara­fından, kendi adamı Stanislavv Leszcynski’yi seçtirdi. Ama bu arada, 1701-1708 yılları arasında, Büyük Petro İsveç’e bağlı Baltık eyaletlerini tek tek ele geçirerek 1703’te Petersburg’u kurdu. Kari XII, kendisi için asıl büyük tehlikenin kim olduğunu sezememişti.

Aslında büyük bir siyasetçi olmayan Kari XII Rusya ile ancak 1708’de ilgi­lenebildi. İsveçlilerden güçsüz olduğu­nu bilen çar, toprakları yakarak geri çekilme taktiğini kullandı. Silah ve yi­yecek destekleri yetersiz olan İsveç­liler Ukrayna’ya doğru Rus ovasına daldılar. Kari XII burada atamar Mazepa önderliğinde Büyük Petro’ya başkaldıran Kazaklardan yardım gö­receğini sanıyordu ama bu serüven­ci, Kari XII’ye ancak küçük bir süva­ri birliği sağladı. 1709 kışı öyle sert geçti ki, İsveçliler bütün atlarını ve si­lahlarını yitirdiler. Bitkin bir halde Poltava kenti önüne gelip kenti kuşat­tılar. Rus ordusu yaklaşırken Kari XII yaralandı; savaşa katılamaması da ordusu için bir felaket oldu.

Kari XII ile atamar Mazepa Osmanlı topraklarına sığındılar ve Osmanlı İmparatorluğu’nu boş yere Rusya’ya karşı savaşa sürüklemeye çalıştılar. Mazepa 1709’da öldü ama Kari XII, 1714 yılma kadar Osmanlı toprakla­rında kaldı. Bu arada İsveçli kral na­ipleri Prusya’nın katıldığı yeni bir it­tifakla karşı karşıya gelmişlerdi. 1714’te İsveç İmparatorluğu’ndan ge­riye Finlandiya ile Stralsund kalesi kalmıştı. Bu sırada Kari XIFnin Osmanlılar tarafından Büyük Petro’ya teslim edilmesi söz konusu oldu. Bunun üstüne Kari XII Alman subayı üniforması giyerek kaçtı, gece gündüz yol alarak on altı günde Avrupa’yı geçti ve Stralsund’a ulaştı. Buradaki direnme hareketini yönetti; ama Stralsund’un teslim olmasından önce İs­veç’e kaçmayı başardı. Parası ve as­keri olmadığından yeni bir savaşa atı­lamadı ama Danimarka egemenliğin­de bulunan Norveç’i fethetmek istedi ve 1718’de Fredrikstad kuşatmasında öldürüldü.

Ölümü İsveç’te gerçek bir devrime yol açtı. Mutlak monarşi drtadan kalktı ve soylular Kari XII’nin kızkardeşi kraliçe Ulrika Eleonara’run hemen he­men tüm yetkisini elinden aldılar. 1721’de Nystad anlaşması, İsveç’in Prusya ve Rusya karşısında impara­torluktan ve büyük güç rolünden vaz­geçmesine yol açtı. Kari XII’nin kişiliği ve savaşları tarih­çilerin ve yazarlarm ilgisini çekti. 1731’de de Voltaire Histoire de Char­les XITyi (Kari XII Tarihi) yayım­ladı.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.