Alay etmek insan ilişkilerini nasıl etkiler?

Alay etmek insan ilişkilerini bozar. Bizimle alay eden insanları sevmeyiz ve onlara yaklaşımımız dostça olmaz.

Alay etmek; bir kimsenin, bir şeyin gülünç, kusurlu ve eksik yönlerini küçümseyerek eğlence konu­su yapmaktır. Her insanın eksikleri ve kusurları olabilir. Başkalarının eksiklerini, kusurlarını alay konusu yapmak doğru bir davranış değildir. Böyle davranmak onların gururlarını incitebilir. Bu nedenle İslam di­ni başkalarıyla alay etmeyi yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de, “Ey müminler! Bir topluluk diğer bir top­luluğu alaya almasın…’’ Hucurât suresi, 11. ayet. buyrulmuştur.

Bir kimsenin bizimle alay etmesi, bizi küçük düşürmesi hoşumuza gitmez. Böyle bir durumda çok üzülürüz. Bu nedenle bizler de başkalarıyla alay etmemeliyiz. Başkalarının eksik ve kusurlarını alay ko­nusu yapmamalıyız, insanlara daima saygılı davranmalıyız.

Alay etmek ile ilgili bir hikaye

Burcu altıncı sınıf öğrencisiydi. Sabah kalkıp saate baktı, biraz gecikmişti. On dakikası vardı oku­la hazırlanmak için. Çabucak giyindi. Annesinin hazırladığı kahvaltıyı yapmaya bile zamanı yoktu. Or­talarda gözüne ilişen bisküvi paketini çantasına koydu. Kitap ve defterlerini toparladı. Kendisini soluk soluğa kapının önüne attı. Servise zor yetişti.

Burcu sınıfa girdiğinde, arkadaşları hep bir ağızdan gülmeye başladılar. Burcu önce aldırmadı. Çantasından çıkardığı bisküvileri atıştırarak açlığını gidermeye çalıştı. Fakat arkadaşları ona bakıp gül­meyi sürdürüyorlardı. Canı sıkıldı,

—  Ne diye bana bakıp gülüyorsunuz? Gülünecek bir şey mi var bende, diye söylemekten kendini alamadı. Arkadaşlarından biri,

—   Elbette dedi, iki renkli çoraplarınla öyle gülünçsün ki…

Burcu eğilip çoraplarına baktı. Yüzü kıpkırmızı oldu. Gerçekten de çoraplarının biri kırmızı, diğeri mavili yeşilliydi. Hemen sırasına oturdu. Ayaklarını geriye alıp eteğini çoraplarının üstüne doğru çekti.

O sırada öğretmen geldi. Burcu ayağa kalktı. Arkadaşları yeniden gülmeye başladılar. Öğretmen ödevleri kontrol ettikten sonra ödevlerini sunmaları için öğrencileri tahtaya kaldırıyordu. Sıra Burcu’ya gelince o kalkmak istemedi. Öğretmen, onun ödevini hazırlamadığını sandı. Çok kızdı. Birkaç sert söz söylemekten kendini alamadı:

—  Ödevini yapmadan okula gelmen doğru mu Burcu? Derslerine çalışmaman, ödevini yapmaman, hoş bir tutum değil, dedi.

Öğretmenin sözleri sona ermeden, Burcu sırasına kapanıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Öğret­men şaşırdı kaldı. Hemen yanına gitti. Biraz sert davrandığını düşünerek gönlünü almaya çalıştı,

—  Burcu, sen çalışkan ve bilinçli bir öğrencisin. Dersine hazırlanmadan gelmen beni çok üzdü. Bu üzüntünün etkisiyle seni üzecek sözler söyledim. Haydi, ağlama artık. Yarın borcunu ödersin olur biter.

Burcu yavaşça başını kaldırdı,

—  Öğretmenim, ben ödevimi hazırladım. Fakat tahtaya gelmek istemedim. İsterseniz… dedi, yeni­den ağlamaya başladı.

O zaman öğretmen, durumda bir gariplik olduğunu sezinledi. Diğer öğrencilere döndü. Ne oluyor, gi­bilerinden başını iki yana salladı. Pelin olanları bir solukta anlattı. Öğretmen ister istemez eğilip Burcu’nun çoraplarına baktı ve sevecenlikle gülümsedi,

—  Çorapları değişik renklerde diye, Burcu’ya gülenler ayıp etmişler. Böyle bir yanlışlık herkesin ba­şına gelebilir. Siz Burcu’ya güleceğinize, onu kardeşçe uyarabilirdiniz. Arkadaşlığa da bu yakışırdı, dedi.

Alay etmenin niçin kötü bir davranış olduğunu aşağıdaki ayet, hadis ve Yunus Emre’nin sözün­den yararlanarak değerlendiriniz. Değerlendirmenizi noktalı yerlere yazınız.

“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın…” (Hucurât suresi, 11. ayet.)

“Şüphesiz ki Rabb’iniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana -Allah’a saygı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.” (Müslim, Hac, 19. hadis.)

“Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.” (Yunus Emre)

Ayette bize emredilen insanları kötü isimler lakaplar takarak alay edercesine onlara seslenmek onları çağırmak yasaklanmıştır. Bir kişinin bir kişi ile bir topluluğun da bir topluluk ile alay etmesi yasaklanmıştır. Alay etmede küçümseme, küçük görme, kendini büyük görme vardır. Ayette Allhü Teala buyuruyor ki insanlarla alay etmeyin alay ettiğiniz sizden daha iyi olabilir.

Peygamberimiz hafisi şerifinde bütün müslümanların kardeş olduğu, üstünlüğünde sadece takvada olduğu, bu sebeple insanlar arasında üstünlük var zannederek alaya almamaları gerektiği.

Yunus Emre’de kusurlu olan insanları da Allah yaratmıştır. Bu sebeple onları hoş gör, küçümseme alay etme demektedir.

 

 

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.