Balım Sultan Kimdir?

Balım Sultan Kimdir? Bektaşiliğin bir tarikat haline gelmesine Balım Sultan’ın rolü büyüktür. Hayatı hakkında fazla bilgi olmayan Balım Sultan’ın Hacı Bektaş’la akrabalık bağı bulunduğu ve Kırşehir’de öldüğü rivayet ediliyor.

Yazılı kaynakların kimi Hacı Bektaş Veli’nin torunu Mürsel Baha’nın oğlu, kimi de Hacı Bektaş Velî’nin evlat edindiği, Kadıncık Ana’nın torunlarından olduğunu bildirir. Bektaşiler arasında çok yaygın bir söylentiye göre, Mürsel Baba doksan yaşlarına vardığında, Hacı Bektaş Velî inançlarını yaymak için, Bulgaristan’a gitmiş, orada bir Bulgar kızıyla evlenmiş, bu evlilikten Balım Sultan doğmuş. Büyüyünce Dimetoka Seyid Sultan Tekkesi’nde posta oturmuş. İkinci Bayezid, ününü duyunca, onu Kırşehir Hacı bektaş Tekkesi’ne göndermiş (1501). Balım Sultan burada Bektaşiliğin kesin kurallarını, törenlerini düzenleyerek tarikat’ın ikinci kurucusu ünvanını kazanmış.

Balım Sultan, Bektaşilik’te mücerred diye nitelenen evlenmeyi gereksiz bulan, kendini tarikata vermeyi ilke edinen geleneğin kurucusudur. O’na göre tarikata girecek kimsenin bütün varlığı ile Hacı Bektaş Veli’ye bağlanması, dünyaya yönelik eğilimlerden, tutkulardan, isteklerden sıyrılarak özünü arıtması gerekir. Bu inana benimseyen dervişler kulaklarına mengüş denen bir halka(küpe) takarlar, tarikat işlerinden başka şeye ilgi göstermezler. Yılın belli günlerinde düzenlenen Ayih-i Cem denen törende, Balım Sultan’ın adını anarlar, ona bağlılıklarını gösteren övgüler söylerler. Balım Sultan’ın kurduğu düzene göre evlenmemek, Hıristiyanlık’taki keşiş yaşamıyla benzerlik gösterirse de, onunla ilgili değildir. Ali’ye bağlanan, eski Anadolu inançlarından, Yeni Platonculuk’tan, Pythagoras Orpheus düşüncelerinden, çok tanrıcı dönemin din anlayışlarından beslenen Bektaşilikte dinin katı kuralları, değişmez koşulları geçerli değildir. İnsan, yaşadığı evrende, bağımsız bir varlıktır. Onun görevi alçak gönüllüce davranmak, bütün gösterişlerden uzak kalmak, özünü arıtmak, olgunlaşmak, yüreğini tanrı, insan sevgisiyle doldurmaktır. Balım Sultan’a göre, insan bir gönül varlığıdır, bütün insanlar kardeştir, barış içinde yaşamaları, birbirlerine yardımcı, dayanak olmaları gerekir. İnsanlar arasında kadın erkek eşitliği temel ilkedir. Tanrı insanın gönlündedir, insanın dışında, ona egemen olan, değişmez katı kurallar koyan, yalnız buyuran bir varlık değildir. Gerçek olan içinde yaşanan evrendir. Bütün dinler insanları olgunlaştırmak, barışı sağlamak, kardeşlik duygularını yaymak, geliştirmek içindir.

Balım Sultan, yazılı eser bırakmadığından, onunla ilgili sayılan düşünceler, düzenlediği tarikatta uygulanan törenlerden, törenlerde okunan nefislerden, gülbank Mardan çıkarılmaktadır. Bu törenler, içerik bakımından, insanlar arasında birlik sağlamaya yöneliktir. Bu nedenle halka açıktır. Ancak törenlere katılabilmek için tarikata girme, belli eğitim aşamalarından geçme gereği vardır. Balım Sultan’ın koyduğu kurallara göre; içki içmek, çalgı çalmak, oyun oynamak, eğlenmek yasak değildir. Yasak olan, tarikatın temel ilkelerine, görüşlerine aykırı davranmaktır. Bu temel ilkelerin başında karşılıklı sevgi, saygı gelir. Tarikatın özünü Ali’ye bağlılık, insan Tanrı özdeşliği oluşturur. Şeriatın öngördüğü törenler (tapınmalar/ibadet) insanın olgunlaşması için yeterli değildir, daha çok gelişmeyi önleyicidir. Çünkü ibadet dışa yönelik, görünüşe önem veren biçimci bir görev anlayışını benimsemiştir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.