jeomorfoloji Nedir?

Yeryüzündeki engebeleri inceleyen bi­lim dalı.

Betimleyici yanlarıyla coğrafyaya (fi­ziki coğrafya), çözümleyici yanlarıyla da jeolojiye (dış jeodinamik) bağlanır. Coğrafya haritaları aynı bölge içinde­ki engebe farklarının ve farklı biçim­lerdeki bölgelerin bulunmasının (ova­lar. tepeler, dağlar) önemini açıkça ortaya koyar. Bu farklı biçimler, Yer yüzeyini oluşturan kayaçları biçimlen­diren aşındırma etkenlerinin sonucun­da ortaya çıkmıştır.

Kayaç ile aşındırma etkeninin karşı­lıklı etkisi iklimden iklime değişebilir. Beş çeşit aşındırma etkeni vardır: Akarsular: buzullar; deniz akıntıları; rüzgâr; toprak kaymaları. Bunların kayaçlara etkileri temelde mekanik­tir; söz konusu çeşitli öğelerin yer de­ğiştirmeleri sırasındaki sürtünmeleri, kayaçların yıpranmasına, aşınmasına yol açar. Kimyasal bozulmalar da yıp­ranmayı kolaylaştırabilir: Durgun su­larda çözünme; hümik asitlerin etki­mesi; vb.jeomorfoloji haritası

Engebelerin biçiminde aşındırma et­kenlerinden başka, kayaçların yapısı da rol oynar.

Gevşek (Tuturulmamış) Kayaçlar

Daha çok, yükseltisi az böl­gelerde görülürler. Bununla birlikte, geçirimsiz gevşek kayaçları, geçirgen gevşek kayaçlardan ayırmak gerekir. Geçirimsiz olan killer ve marnlar, suy­la kolayca karışarak yamaçlar boyun­ca yerçekimi etkisiyle akabilen yumu­şak bir hamur oluştururlar.

Suyu emen geçirgen kumların yüze­yindeki sellenme, killi arazilere oran­la daha azdır, aşınma daha az şiddet­lidir ve kumlu araziler ovalık bölgeler­de tepeler oluşturabilirler.

Sağlam Kayaçlar

Bu tür kayaç­lar kuşkusuz geçirimsizdir; bununla birlikte söz konusu kayaçlardan olu­şan bir bölge, büyük miktarlarda su emebilir. Gerçekten de. sağlam kayaç­lar (granitler ya da kireçtaşları) sert­tirler; sağlam kayaçların bulundukla­rı yerde oturmaları, kırılmalara ya da çatlaklara neden olabilir ve buralara sular girebilir. Granitlerde, yarıklar­da bulunan sular, kayacın feldispatlarını kile dönüştürerek bozundurur. Böylece, killerden, kuvars tanelerin­den ve mika pullarından oluşan gev­şek bir bütün olan granit kumu orta­ya çıkar. Granitli yörede, hafif eğim­ler ve çok sayıda küçük vadiler bulu­nur; granit kumları, çayırların yetiş­mesi için elverişlidir. Bol miktardaki bir aşındırma, granit kumlarının öğe­lerini ortadan kaldırabilir. Granit blokları, kütleyi boydan boya aşan çatlaklarla birbirlerinden ayrılırlar; sivri yerler yuvarlaklaşır. Granitlerin aşınması ayrıca iklimlerin de denetimi altındadır. Tropikal ülke­lerde, killerin silisi gibi kuvars tane­leri de erir, alümin oluşur; bu olayla­rın sonucunda da kırmızı topraklı, ge­niş çorak ovalar ortaya çıkar. Kireç-taşlarında, su çatlaklardan girer ve çeperleri eritme eğilimi gösterir. Kar­maşık bir yeraltı kanallar ağı arazi­ye yerleşir. Kireçtaşı engebeleri, bo­ğazlar aracılığıyla derinlemesine ya­rılmış, tabanlarında bazı ender akarsuların bulunduğu geniş yaylalar oluş­turur. Yaylaların yüzeyi, küçük, kapa­lı çöküntü alanlarıyla engebeli hale gelebilir: Bunlar, kireçtaşlarının yü­zeyde bozulmasının sonucu olan dolinlerdir. Söz konusu teknelerin tabanı, genellikle, buraları verimli kılan ka­lıntı killerle örtülüdür.

Engebeler ve Tektonik

Tabakaların yatay olmadığı bölgeler­de, aşındırmaya karşı farklı biçimler­de dayanıklı tortul tabakalarınalmaşması, özel engebelerin oluşmasma yol açar. Arazi tabakalarının hafif eğik olduğu tortul bölgelerde, masamsı düz yapılar ortaya çıkar. En dayanıklı ta­bakalar, aşındırma aracılığıyla orta­ya çıkarılırlar ve bakışımsız kıyılar ya da cuestalar (katman basamağı) oluş­tururlar. Sert tabakanın sırtında, ara­zinin eğimini izleyen hafif bir eğim bu­lunur. Sarp yamaç ya da alm, taba­kanın kalınlamasına yarılmıştır ve da­ha az dayanıklı olan alt tabakaya yas­lanır. Bu engebe tipi, sözgelimi Fran­sa’da doğuda Meuse, Moselle ve Bar’ ların kıyılarım, batıda Normandiya kı­yılarını oluşturan kireçli tabakaların bulunduğu Paris havzasında iyice be­lirgindir.

Kıvrımlanmış bölgeler, kapalı bir eğ­ri çizerek yayılmış cuesta dizileri sergilerler. Senklinal çöküntü alanları vadilerden başka bir şey değildir; aşındırma, bir antiklinalin çatısını oluşturan sert tabakayı deldiğinde bir küçük vadi oluşturur. Engebe kıvrımlanmış yapıyla birleştiğindeyse (antiklinal = dağ; senklinal = vadi) bu engebeye. uygun engebe adı verilir. Bu duruma jüralar’da rastlanır. Fransız Önalpleri’nde, yumuşak tabakalar, sert kireçtaşı kütlelerine oranla çok kalındır.

Yer yüzünün biçimi, ırmaklarda akan suların etkisiyle evrim geçirir. A.B.D’li W. Davis, birçok incelemeden sonra aşındırma çevrimi kavramını tanımlamıştır. Ne var ki, bu çevrim çeşitli nedenlerden ötürü bozulabilir; sözgelimi, aşındırma gücü hemen he­men yok olmuş bir ırmak, deniz düze­yindeki östatik değişiklikler ya da kı­tadaki bir kabarma nedeniyle yemden aşındırmaya başlayabilir. Bu durum­larda ırmaklar bir yandan gene eski mendereslerini izlerken derin boğaz­larla çevrilirler. Aynı zamanda, yeni bir su ağı oluşarak,sarp yamaçlar su­nan çevrenin gençleşmesini sağlar. Deniz gibi engebeleri kara engebele­rinden çok daha serttir. Okyanusların dibinde aşındırma olgusu zayıf, eğim­lerdeki değişiklikler anidir: Düz derin deniz diplerinden orta dağ sıralarının doruklarına ve oluşum çöküntü koyak­larına kolayca geçilebilir, jeomorfoloji incelemeleri, çevrebilimle birlikte, doğanın araştırılmasında giderek artan bir rol oynamaktadır. Bir engebe ve bunu örten toprak, bir­ çok etken arasında bir denge kurul­masıyla sona eren yavaş bir evrimin sonucudur. A.B.D’nin geniş bölgele­rinde fek tip tarıma geçilmesi, sellen­me yarıntılarının artmasına ve top­rakların yoksullaşmasına yol açmış­tır. Kentleşme olayıysa, geniş yüzey­lerin geçirimsiz hale gelmesine neden olur; dolayısıyla, kentleşme sellenmeyi destekler.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.