Sovyetler Birliği marksist devlet sisteminin özellikleri Nelerdir?

Sovyetler Birliği marksist devlet sisteminin özellikleri Nelerdir? Sovyetler Birliği, 1917 Devrimi ile kurulmuş bir federasyondur; marksist ideolojiye dayanan toplumlardan ilkidir. Sovyet anayasal düzeni bu ideolojik temele oturtulmuştur. Böylece, yeni bir devlet sistemi ortaya çıkmıştır.
Sovyet Birliği devlet sisteminin özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

a) Sovyetler Birliği, ya da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği diye adlandırılan devlet, federal bir devlettir. Federal Devlet, federe cumhuriyetlerden oluşmaktadır. Federe cumhuriyetlerin içinde de özerk cumhuriyetler, bölgeler veya topraklar yer almaktadır. 1977 Anayasasına göre, Sovyetler Birliği çok uluslu sosyalist bir federasyondur. Sovyet federalizmi, Amerikan ve İsviçre federalizminden farklıdır. Amerikan ve İsviçre federalizmi kendinden önce var olan bir konfederasyona dayanmıştır. Buna karşılık, Sovyet federalizmi devrimcidir; tek ve merkezi bir devlet olan Çarlık Rusya İmparatorluğu’nu yıkarak bir devrimle yerini almıştır.

Federal devleti oluşturan federe cumhuriyetler, egemen birer sosyalist devlettir. Her birinin anayasası, ülkesi ve devlet yetkilerini kullanan organları vardır. Federe cumhuriyetlerin içinde, özerk cumhuriyetler de yer alır. Bunların da anayasaları, ülkeleri ve yönetimleri vardır. Federe devletlerin anayasaları, Federal Devletin Anayasasına uygun olmak zorundadır.

b) Sovyetler Birliği devlet sisteminin belirgin bir özelliği, iki tür siyasal iktidarın bulunmasıdır. Bunlardan biri devlet, diğeri parti iktidarıdır.

Marksist Leninist anlayışa göre, devlet bir burjuva kurumudur, tam olarak komünizme ulaşıldığında yok olacaktır. Sovyetler Birliğinde devlet anlayışında, Devrimden bu yana gelişmeler olmuştur. Sovyetler Birliği Devletinin 1918 ve 1924 Anayasalarında proloterya diktatörlüğü devleti, 1936 Anayasasında Tüm halkın sosyalist devleti, 1977 Anayasasında ise, tüm halkın devleti niteliğini kazandığı görülür. 1977 Anayasasına göre, Sovyet Devletinin varması gereken son amaç, komünist topluma ulaşmaktır. Proletarya diktatörlüğü deyimi kullanılmasa da, Sovyetler Birliği Devletinin, tekçi bir siyasal rejime dayandığı ve ideolojik devlet olma niteliğini kaybetmediği görülür. Sovyetler Birliğinde devlet, zaman içerisinde, çok sınıflı toplumlardaki devletten daha güçlü bir devlet durumuna gelmiştir.

c) Devlet iktidarını, köylerden kentlere ve federal organlara kadar sıralanmış olan sovyetler (kurullar) oluşturur. 1977 Anayasasına göre, sovyetler devlet iktidarını oluşturur. Devlet anlayışındaki değişiklikler, sovyetlerde yer alan temsilcilere verilen adları da etkilemiştir. Bunlar çalışanların temsilcisi olmaktan çıkmış, halkın temsilcileri olmuştur. Bu temsilciler, genel, eşit ve doğrudan seçim yolu ile seçilirler. Sovyetlerin geçmişi 1905 yılına kadar uzanır. Sovyetlerin kuruluş amacı, çok sayıda halkın devlet yönetimine katılmasını sağlamaktır. Anayasa, sovyetleri devletin temel birimi yapmıştır. Sovyetlerin geniş yetkileri vardır; devlet organları ve kamu görevlilerini denetleyebilirler. Sovyetler de parti örgütüne koşut olarak örgütlenmiştir. Bunların oluşmasına ve çalışmalarına parti yön verir.

d) Sovyetler Birliği devlet sistemi, meclis hükümeti düzeninin özelliğini taşır ve güçler birliği ilkesine dayanır. Sovyetler Birliği’nde güçler ayrılığı, ya da parlamenter sistemde olduğu gibi görev bölünmesine benzeyen bir durum yoktur. .Burada, güçlerin birliği söz konusudur. Kuramsal olarak tüm yetkiler, yasama organı olan Yüksek Sovyetin elindedir. Organlar arasında yatay bir yetki paylaşımı değil, dikey bir yetki devri vardır.

e) Sovyetler Birliği’nin yasama organı, iki meclisten oluşan Yüksek Sovyet adını taşır. Devletin federal yapılı olması, kendini yasama organında da gösterir. Yüksek Sovyeti oluşturan meclislerden biri, federe devletleri ve özerk bölgeleri temsil eden «Milliyetler Sovyeti», diğeri de, halkı temsil eden «Birlik Sovyeti»dir. Her iki meclis hukuksal açıdan eşittir. Yılda iki kez ve kısa süre için toplanırlar. Bunların toplantı dönemleri aynı zamanda başlar ve biter. Yasa önerilerinin yasalaşabilmesi için, her iki meclisçe kabul edilmesi gerekir.

Yüksek Sovyet toplantı halinde bulunmadığı zaman, yasama görevini de yürütmek üzere, Yüksek Sovyet tarafından ve kendi üyeleri arasından «Yüksek Sovyet Prezidyumu» adını taşıyan Başkanlık Divanı seçilir. Yüksek Sovyet Prezidyumunun görevleri çok geniştir. Bir yandan yasama, diğer yandan devlet başkanlığı görevlerini yürütür. Sovyetler Birliğinde, parlamenter sistemlerin devlet başkanlarına benzer bir cumhurbaşkanı yoktur. Bu görev, Yüksek Sovyet Prezidyumunca ortaklaşa yürütülür. Parlamenter sistemdeki devlet başkanına benzeyen en yakın kişi, Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanıdır.

Yüksek Sovyet Prezidyumu, kendisini seçen Yüksek Sovyeti, toplantıya çağırır ve gereken hallerde dağıtabilir; seçimin yenilenmesine karar verebilir.

f) Bakanlar Kurulu, Sovyetler Birliğinin federal hükümetidir; devlet iktidarının en yüksek yürütme ve yönetim organıdır. Bakanlar Kurulu başkan ve üyeleri, «Yüksek Sovyet» tarafından seçilir. Bakanlar Kurulunda Bakanlar, Devlet Komite Başkanları yer alır. Federe Cumhuriyetlerin Bakanlar Kurulu başkanları da Bakanlar Kurulunun doğal üyeleridir. Bakanlar Kurulu, meclis hükümeti sisteminde olduğu gibi, yasama organı olan Yüksek Sovyet tarafından seçilir ve ona karşı sorumludur. Yüksek Sovyet toplantı halinde olmadığı zamanlar, Yüksek Sovyet Prezidyumuna bağlı ve ona karşı sorumlu olarak görev yapar.

Çok kalabalık olan Bakanlar Kurulunun çalışabilmesine kolaylık getirmek üzere, az sayıdan oluşan «Bakanlar Kurulu Prezidyumu» adını taşıyan ve bir tür «kabine» görevini yapan bir kurul oluşturulmuştur. Bu kurul, başkan ve başkan yardımcılarından oluşur.

Yüksek Prezidyum adına asıl önemli kararları alan Yüksek Sovyet Prezidyumu’dur. Bakanlar Kurulu ise, Yüksek Sovyet Prezidyumu’nun temel kararlarını uygulayan bir organdır.

g) Sovyetler Birliği’nde, devletin yanında asıl iktidar komünist partisidir. Parti, tekli siyasal yaşama egemendir. Tüm siyasal, ekonomik ve kültürel alanların itici gücü partidir. Devlet ise, iktidarın kullanılış biçimidir.

1977 Anayasası, devletin yanında partiyi de güçlendirmiştir. Anayasaya göre, toplumun kalkınma politikasının genel çizgileri ile saptanması, devletin iç ve dış politikasına yön verilmesi, rejimin başarısı için savaşa, hem örgütsel, hem de bilimsel nitelik sağlanması partinin işlevleri arasındadır.

Parti, Sovyetler Birliği’nin, dolaylı ya da dolaysız olarak en yüksek karar organı durumundadır. Parti dışında bir iş yapma olanağı yoktur. Her şey Partinin denetim ve gözetimi altındadır.

h) Partinin yüksek organları kongre, merkez komitesi, merkez denetleme komitesi, polit büro ve sekreterliktir. Parti kongresi, partinin en yüksek ve yetkili organıdır; Parti Merkez Komitesini seçer. Parti Kongresini yönlendiren, Parti Merkez Komitesidir.

Parti Merkez Komitesi kalabalık bir kuruldur; parti çalışmalarını denetler ve parf temsil eder. Parti Merkez Komitesi, kendi içinden bir politbüro (siyasal kurul) seçer. Parti Merkez Komitesini de, politbüro yönlendirir. Politbüro hem partinin, hem de devletin en yetkili siyasal karar organıdır.

Sekreterlik, politbüroya göre daha dar bir kuruldur. Bu kurulun başkanı, parti genel sekreteridir. Parti genel sekreteri, hem merkez Komite, hem de politbüro üyesidir. Partinin ve devletin en güçlü adamıdır.
Devlet yönetimine, başından beri, partiyi yöneten organlar egemen olmuştur. Parti organlarınca alman kararlar devlet organlarınca yürütülür. Parti, devlet organlarının etkinliklerini yönlendirir ve yönetir.

i) Sovyetler Birliği anayasal düzeninin kurumlarından biri de, «demokratik merkezcilik»tir. Komünist partisinin çalışma yöntemi olan demokratik merkezcilik, devletin de örgütlenme ilkesi olmuştur. Bu ilkeye göre hem parti, hem de devlet organları aşağıdan yukarıya doğru, seçimle işbaşına gelirler. Organlar oluştukdan sonra, her üstdeki organın kararı, kendisinden altta olan organları bağlar.
j)Sovyet hukuk sistemine egemen ilkeler, klâsik hukuk ilkelerinden ayrılır. Sovyet sisteminde «doğal hukuk» yoktur. Hak ve özgür¬lükler, sosyalist sisteme ve gelişmelerine bağlıdır. Yargı, komünist toplumu gerçekleştirecek olan devlet iktidarının emrindedir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmediği ve devletin iktidarı tek sayıldığı için, yargı, iktidar karşısında bağımsız bir güç değildir. Yargı da, rejimin emrindedir; tekli ve siyasal rejimin ve düzenin koruyucusudur.

k) Sovyet anayasal sistemi içinde, kamu özgürlükleri, çoğulcu demokrasilerdeki anlamı taşımazlar. Sovyet anayasal sisteminde kamu özgürlükleri, tekli bir siyasal rejime göre düzenlenmiştir. Sovyet sisteminde, devletin ilân ettiği hak ve özgürlükler devletin maddi bakımdan güvencesi altındadır. Maddi bakımdan güvence altına alınmayan hak ve özgürlükler biçimsel olmaktan öteye gidemezler. Bireye sağlanan hak ve özgürlüklere karşı, bireylerin devlete ve topluma karşı ödev ve sorumlulukları vardır. Bunun sonucu olarak da devlet, insan hak ve özgürlüklerini sınırlama hakkına sahiptir. Marksist-Leninst ideolojiye uygun olarak, rejime muhalefet etme hakkı tanınmamakta, muhalefet edenler haklarından yoksun kılınabilmektedir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.