İstiridye Hakkında Bilgiler

Yassısolungaçlılar (Lamellibranchiata) sınıfından deniz yumuşakçası. Birbiriyle ilişkisi olmayan çok sayıda yumuşakça genellikle istiridye olarak adlandırılır. Ostrea cinsinden adi is­tiridye ile ona yakın bir cins olan Gryphaea cinsinden Portekiz istirid­yesi, istiridyegiller (Ostreidae) ailesindendir.

Dışı tabakalı, içi sedefli ve birbirine eşit olmayan iki çenetten oluşmuş bir kabuğu bulunan istiridyeler, bazen büyük kümeler oluşturup kayalara ya da sert cisimlere tutunmuş olarak ya­şarlar.

Bazı türler ayrı eşeyli, bazılarıysa erdişidirler; ovipar (yumurtlayıcı) ya da ovovivipardırlar (kabuğu olan ama ananın bedeninde açılan yumurtalar veren) ve kendi kendini dölleme olay­larına seyrek olarak rastlanır. Her bi­rey ortalama 50 bin kadar yumurta yumurtlar; yumurtaların kuluçka sü­resi mantonun çenetleri arasında ge­çer. Altı hafta sonra, mikroskopik bü­yüklükteki yavrular yumurtalardan yüzen larvalar halinde çıkarlar; geliş­mesini tamamlayan larvalar ka­yaların üstüne ya da istiridyeliklerdeki kalkerli özel kiremitler üstüne tu­tunurlar. Bir yıl içinde istiridyenin ça­pı 5 cm’ye. ulaşır, üç yıl sonra da ye­nebilir büyüklüğe erişir. Denizde av­lanan, yenebilecek boydaki istiridye­ler, denizle bağlantısı bulunan özel havuzlar olan istiridyeliklere konarak orada beslenirler. Günümüzde, çoğu kez, istiridyeler düşmanlardan korun­maları için denizden ayrılmış istiridyeliklerde madeni kafesler içinde do­ğar ve büyürler. Yeşil istiridyeler su­yu yenilenmeyen havuzlarda avlanır­lar.

Portekiz istiridyesi

Portekiz istiridyesi

İstiridyenin yenebilmesi için canlı ol­ması gerekir, yoksa tehlikelidir. İsti­ridyenin canlı olup olmadığı, üstüne limon sıkarak ya da sirke dökerek ko­layca anlaşılabilir. Çünkü hayvan canlıysa solungaçlarım büzüp geri çe­ker.

Günümüzde birçok ülkede istiridye ti­careti gelişmiştir. İstiridyeler sıcaklık değişimlerine karşı çok duyarlıdır ve yılın en sıcak aylarında yenmeleri teh­likelidir, kirli sularda avlandıklarında tifo mikrobunu iletirler. Suyun bileşimine karşı da çok duyarlıdırlar ve renkleri de buna bağlıdır.

Yassısolungaçlılar

İstiridyelerin içinde yer aldıkları yassı- solungaçlılar (Lamellibranchia ta) sı­nıfının bireylerinin bedenlerinde bir iç organları kesesi ve küçülmüş tek bir ayak vardır. Bazen ayak hiç bulunma­yabilir, bazen de hayvanın tutunma­sını sağlayan bisüs iplikleri salgılayan bezlerle donanmıştır. Solunum organı iki yassı solungaçtan oluşur. Yumuşakçaların sınıflandırılması, solun­gaçlarının yapılan arasındaki farkla­ra dayanır.

İstiridyelerin beslendiği bir istiridyelik (Fransa)

İstiridyelerin beslendiği bir istiridyelik (Fransa)

Sindirim borusu, bir ağız, bir yemek borusu, bir mide ve mantoda anüsle son bulan bir barsaktan oluşur. Yassısolungaçlılar mikroorganizma­larla beslenirler. Dolaşım sistemi, bir karıncık ve iki kulakçıktan oluşmuş bir kalbi kapsar: Hemosiyanin içeren kan özellikle damarlarda dolaşır. Bo­şaltım organı, manto boşluğuna açılan bir tüpten oluşur.

Sinir sistemi, başa, solungaç bölgesi­ne, iç organlar bölgesine ve ayağa bağlı sinir düğümlerinden oluşur. Bu­nunla birlikte, bu hayvanların ayrı bir baş bölgesi yoktur ve başsızlar olarak adlandırılmaları da buradan ileri ge­lir. Duyu organları,mantonun çevre­ sine yerleşmiş görme ve koku alma hücreleri biçimindedir. Ayrıca, den­gede rol oynayan denge taşları da vardır.

Üreme organlarım cinsiyet bezleri (gonadlar) oluşturur. Türlerin çoğu erdişidir. Döllenme ya suda ya da manto boşluğunda olur. Hayvanın gövdesinde gelişen yumurta, kirpikli tipik bir trokofor larvası verir. Daha sonra, bir çeşit velum (örtü) gelişir ve larva o zaman veliger larvası denen evreye geçer.

Yassısolungaçlıların sınıflandırılma­sı karmaşıktır. Protobranchiata altsı­nıfında (bu sınıfın örnek tipi fındık midyesidir [Nucula]), solungaçlar ön tarafta bulunur. Filibranchia ’da so­lungaçlar yassı levhacık biçimindedir: Bunların örnek tipi midyedir. Yalan­cı yassısolungaçlılarda (Pseudolamellibranchiata) da solungaçlar yassı lev­ha biçimindedir, ama yapısı Filibran­chia’nınkinden farklıdır.Dördüncü alt­sınıf, solungaçları bir kafes teli gibi olan Heterodonta’dır. Bu altsınıf sifonsuzlar (tatlısuda yaşayan ırmak midyesi ve göl midyesi bunlardandır) ile sifonlulara (hayvanın besin ve solunum gereksinimlerini sağlayan iki borusu, yani sifonu vardır) ayrılır. Kıyılarda çok görülen yassısolungaçlıların büyük bölümü bu grubun içinde yer alır. En ilgi çekici olanlardan biri de, yaklaşık 200 kg ağırlıktaki Tridacha ‘dır.

Yassısolungaçlılar ilk olarak Kambriyen’de ortaya çıkmışlar, istiridyeler de Üçüncü Zaman’da yaygınlaşmışlardır.

Birçok fosil tip arasında, jüra ve Tebeşir devri rüdistleri sayılabilir; bunlar kaim kabuklu resif yassısolungaçlılarıdır.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.