Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin Hayatı

Rus devlet adamı (Simbirsk [günümüz­de Ulyanovsk], 1870-Gorki, Moskova, 1924).

Bir ilkokul müfettişinin oğlu olan Vladimir îlyiç Ulyanov Lenin (1901’de al­dığı Lenin takma adı “Lenalı adam” anlamına gelir ve Lena sürgüne gön­derildiği yerdir) çalışkan bir öğrenciy­di. Ağabeyi Aleksandr Ulyanov, 1885-1886 yıllarında Lenin’e, Marx’ın kitaplarım okuttu. Terörist bir ör­gütün üyesi olan Aleksandr tutuklan­dı ve 1887’de idam edüdi (bu olay, Le­nin üstünde büyük etki yaptı). Aynı yıl Kazan Hukuk Fakültesi’ne yazdan Le­nin, devrimci etkinliklerinden ötürü aralık ayında kent dışına sürüldü, Ekim 1888’de Kazan’a döndü. Samara’da (günümüzde Kuybişev) adesiyle birlikte yaşıyor, Marx ve Engels’in yapıdan de Rusya’nın iktisadım inceliyordu. Üniversiteden çıka­rılmıştı ama 1891’de Petersburg’da sınavlarını verdi. 1892’de Samara’da avukatlık yaptı ve 1893 sonbaharın­da Petersburg’a yerleşti. Burada, halkçılığın (popülizm) etkisinde bulu­nan aydın çevrelerde marxçdığı yay­maya başladı. Bu sırada, bütün yaşa­mı boyunca birlikte olacağı Nadejda Krupskaya ile tanıştı. Temel amacı, iş­çi çevreleriyle bağlantı kurabilmekti ve bunun için kitapçıklar yayımlama­ya başladı. 1895’te İsviçre’ye (burada Plehanov’la görüştü), Paris’e ve Berlin’e gitti. Petersburg’a dönünce, 1896’daki grevlere yol açan hareke­te katıldı.

Ama kurmuş olduğu Mücadele İçin Birlik Örgütü dağıtılmıştı. Lenin 1895’te tutuklandı, hapse girdi ve 3 yıl için Sibirya’ya sürüldü. Yanında ol­ması için Nadejda’yla evlendi. Bu ara­da iktisat ve felsefe incelemeleri yap­tı, kuramsal yapıtlar yazdı (Rusya ‘da Kapitalizmin Gelişmesi, 1899). Alman sosyal demokratlarının (özellikle Bernstein) revizyonculuğunu eleştire­rek, katışıksız ve sert bir marxçılığı savundu. 1898’de kendisi katılmadan kurulmuş olan Rusya Sosyal Demok­rat İşçi Partisi’nin programında, bu marxçı anlayışı açıkladı.

1900’de serbest bırakıldı ve Münih’ te aralık aymda İskra (Kıvılcım) gaze­tesini kurdu. Lenin takma adıyla yö­nettiği grubun, Rus sosyal demokrat çevrelerde etki gösteren Ne Yapma­lı? (1902) adlı kitabmda açıkladığı bi­çimde, gerçek bir parti haline gelme­si gerektiğine inanıyordu.

Temmuz 1903’te (önce Brüksel’de, da­ha sonra Londra’da) yapılan Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi II. Kongresi’nde Lenin ve “iskracılar”, menşevik (azınlıkta olan) denen “oportünistler”le (sert marxçılığa karşı olan­lar) mücadele ettiler. Lenin’in bolşevikler’i, “çoğunluktaydı” ve adım buradan alıyordu. Ama bu çoğunluk yal­nızca kongre boyunca sürdü. Ekim aymda, menşevik Martov ve Akselrod (Lenin’in görüşlerini benimseyen, ama partinin bölünmesine karşı çıkan Troçki de onlara katılmıştı), Lenin’i eleştirdiler. Başlangıçta iskracı olan Plehanov da, Troçki’nin nedenlerin­den ötürü onlara yaklaştı. Bu çatışma­lar dolayısıyla Lenin, Mayıs 1904’te Bir Adım İleri, İki Adım Geriyi yaz­dı.

Ocak 1905’te birinci Rus Devrimi pat­lak verdi.Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin nisan ayında Londra’da yapılan III. Kongresi’nde menşevikler gelemedikleri için bolşevikler ağır bastı. Lenin, menşevik aydınların oportünizmine karşı duran bir işçi önderi olarak ortaya çıkü. Temmuz aym­da Demokratik Devrimde Sosyal Demokrasinin İki Taktiğim yayımladı. Kasım aymda gizlice Petersburg’a git­ti. İşçi ayaklanmasının bastırddığmı gördü. Ağustos 1906’da Stockholm’da yapılan IV. Kongre’de (“Birleşme Kongresi”), etkinliği dikkati çekti ama Lenin ve yandaşlan kongrede azınlık­taydılar ve menşevikler ağır basmış­tı. Daha sonra partinin bolşevik kesi­mi gelişerek, Lenin’in eleştirdiği Du­ma (Seçilmiş Meclis) döneminde, işçi­ler arasında etkili olmaya başladı. Aralık 1907’de sürgün yıllarının çoğu­nu geçirdiği Cenevre’ye gitti. Çeşitli kitapçıklar ve yazılar yazdı, felsefe konularım işledi. 1909’da Maddecilik ve Ampiriokritisizm ’i yayımladı. Ocak 1912’de, Prag’da yapılan “Rus­ya Konferansı”nda menşeviklerden (aralarında Troçki de vardı) kesinlik­le aynlmdığı için Bolşevik Rusya Sos­yal Demokrat İşçi Partisi kuruldu. Le­nin 1912’den sonra Krakovv’da kaldı ve savaşa kadar Rusya’da, Mayıs 1912’de kurulmuş olan yasal gazete Pravda ’ya (Gerçek) yazılar gönderdi. Savaş patladığında İsviçre’ye geçti. Eylül aymda Savaş Üstüne Tezler’i yayımladı. Avrupa sosyalist partileri­nin yöneticilerini bir araya getiren Zimmervvald (İsviçre) Kongresi’nde, Lenin’in ve öteki enternasyonalcilerin görüşlerine pek önem verilmedi. Le­nin, bu arada, Felsefe Defterleri ’nde Hegel’in diyalektiğini inceledi, ama toprak sorunları, dünya iktisadı (1916’da bitirdiği Emperyalizm, Kapi­talizmin En Yüksek Aşaması) ve Dev­let ve Devrim üstünde de çalıştı.

Rus Devrimi patlak verdiğinde Lenin, ülkesine dönmek istedi. Alman resmi makamları tarafmdan kendisine veri­len “kurşun mühürlü vagon”la savaş içindeki Avrupa’yı geçerek Rusya’ya geldi. Lenin, nisan aymda Petrograd’a gelir gelmez Nisan Tezleri ’ni yazdı. Bütün iktidarın sovyetlere, yani halk meclislerine ve devrimci kitlelere verilmesini istiyor, Kerenski hükümeti­nin desteklenmemesi gerektiğini söy­lüyordu. Ama menşeviklerin ve özel­likle “kendiliğindenlik” taraftan, halkçı ve marxçılık karşıtı olan sosyalist-devrimcilerin sovyetlerdeki etkisini de yok etmek gerektiğine ina­nıyordu. Lenin’in kendisine çok sakın­ganlıkla davrandığı Troçki de yanın­da yer almıştı. Bu arada parti, yasa­dışı ilan edilmişti. Bunun üzerine Le­nin, Finlandiya’ya geçti ve daha son­ra Petrograd’da saklandı. Eylemi ör­gütlerken bir yandan da Devlet ve Devrim’i bitiriyordu. Bu sırada Stalin, önemli bir yöneticiydi, ama Lenin’in asıl destekleyicisi sayılmazdı. Bolşe­vik Partisi içinde Lenin kimi zaman azınlıkta kaldı; çoğunlukla arkadaşla­rına karşıt görüşleri savunuyordu. Troçki’nin direnmesine karşın Mart 1918’de Brest-Litovsk’ta Almanlarla barış anlaşması yaptı.

Lenin ve Troçki, devrimin, savaş için­deki Avrupa devletlerine, sanayi ülke­lerine yayılacağına inanıyorlardı. Halkların Rusya’yı terk etmesine izin veriliyordu. Üretim araçlarının top­lumsallaştırılması, proletarya dikta­törlüğüne karşı çıkanların dışmda bü­tün işçi yöneticilerine ve halklara verilen özgürlük, bolşeviklerin gözünde, Marx’ın düşündüğü şeyin gerçekleş­tirilmesiydi. Ama gerçek, göz önünde tutulan modelden farklıydı. Beyazla­rın dayandıkları kuvvetler vardı, Kı­zıl Ordu taşra halkları tarafmdan bir istilacı olarak görülüyordu ve daha az “zengin” olan köylüler, kolektifleştirmeye karşı çıkıyorlardı. Yeni iktisat siyaseti, bu kolektifleştirmeyi 1921’den sonra önemli ölçüde durdur­du.

Savaşın yıkıcı etkileri olmuştu, Lenin’ in sağlığı kötüydü ve bu arada serdi­ğini eleştirdiği Stalin’in örgüleyicilik yeteneği Rusya’da benimsenmişti. Zorunluklar karşısında uzlaşma yolunu seçmek durumunda kalan ve hasta olan Lenin, 1922’den (partinin XI. Kongresi) sonra siyasal etkinlikten çe­kilmeye başladı, “vasiyetname” ola­rak da adlandırılan siyasal notlarım yazdırttı. Felç olan ve Mart 1923’ten sonra konuşma yeteneğini yitiren, S.S.C.B’nin kurucusu Lenin 21 Ocak 1924’te öldü.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.