Mao Dzı-dung Kimdir?

Çinli siyaset ve devlet adamı Mao Dzı-dung, (Şao Şan, Hunan, 1893-Pekin, 1976).

Bir köylünün oğlu olan Mao Dzı-dung (Mao Çe Tung ya da Mao Zedung da denir) bir yandan tarlalarda çalıştı, bir yandan da ilkokulda anadilinin zenginliklerini tanıdı. Para bakımın­dan olanaklarının kısıtlı olması ve ay­rıca, derslerde kendi sevdiği kitapla­rı okuyarak dikbaşlılık etmesi yüzün­den öğrenimi aksaklıklarla geçti. Ama gene de 20 yaşında, Hunan Öğretmen Okulu’na girdi. Bu okulu Çin klasikle­ri konusunda olduğu kadar özellikle, Montesquieu, Rousseau, Adam Smith ve Spencer gibi Batı’nm büyük düşü­nürleri üstüne de sağlam bilgiler edi­nerek bitirdi. Yetişme biçimi nedeniy­le yabancı egemenliğini ve Çin toplumunu kökten eleştiriyordu. Kısa süre­de, demokratik liberalizmden biraz Mau Dzı-dung (Çin’deki anarşizme de kayan marxçı bir anlayışa hızla geçti. 1919 “4 Mayıs Hareketi” denen ve emperyalizme karşı çıkan öğrencilerin gösterilerine katıla­rak siyasal yaşama girdi. Temmuz 1921’de, Çin Komünist Partisi’m ku­ran on kadar kişinin arasında ve Çen Tuhsiu’nun yanında yer aldı. Sendi­ka etkinliklerine girişip Anyang’da (Ngan-Yang) madencilerin grevini yö­netti. Komünist Partisi’nin siyaseti uyarınca Guomintang (Kuomintang) Merkez Komitesi’ne girdiği zaman, toprak sorunlarıyla uğraştı. 1926’da işçi ayaklanmalarının kanlı bir biçim­de bastırılmasından hemen sonra Köylü Birlıkleri’nde etkili olabilmek için kırsal alana gitti. Orada, bir “yok­sullar ordusu” topladı ve Çing Kiang dağlarında, Aralık 1927’de ilk Çin “Sovyetler” Cumhuriyeti’ni kurdu. Bundan sonra, komünistler ile Guo­mintang birlikleri arasında uzun sü­ren silahlı bir mücadele başladı. Mao Dzı-dung partinin çoğunluğuna kuzey­batıya doğru çekilme düşüncesini be­nimsetti: Bu çekilme hareketi, bir yıl süren ve inanılmaz güçlüklerle dolu olan Uzun Yürüyüş diye adlandırıldı. Uzun Yürüyüş sırasında Mao Dzı- dung, partinin siyasal bürosunun ba­şına geçti.

Yeni kurtarılmış alanlara yerleşir yerleşmez Guomintang’la ortak cephe kurdu ve partinin Japonlara karşı sa­vaşmakta kesin karar almasını sağla­dı.

On yıl sonra zafer kazanılmıştı. Sta- lin’e ve uluslararası komünist hare­kette ağır basan görüşe karşı çıkan Mao Dzı-dung Guomintang’m burjuva kuvvetleriyle bir ulusal birlik hüküme­ti kurmayı reddetti. Çankayşek’in dü­zenlediği seçimleri boykot ederek, Çin’de, sosyalizmin siyasal temelleri­ni atmak için üç yıllık bir iç savaşı göze almayı tercih etti ve 1 Ekim 1949’da Pekin’de Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etti. Ülkesin­de sosyalizmin örgütlenmesini büyük bir hızla gerçekleştirmeye girişti. İk- tisadj,temellerdeki hareketsizliği yen­mek için ideolojiye çok büyük önem vererek güttüğü siyaset, Mao Dzı- dung’un birçok terslikle karşılaşması­na yol açtı. “Büyük İleri Atılış”tan (1958) sonra, halk komünleri dağıtıl­madı, ama Mao Dzı-dung yüksek gö­revlerden uzaklaştırıldı. İnançların­dan dönmeyerek 1959’da ordunun yönetimini ele aldı ve birkaç yıl son­ra güçlü bir karşı saldırıya geçti. Sal­dırışım, 1965’te parti aygıtına yöneltti ve 1966’da bütün yurda yaydı: Bu, Kültür Devrimi ydi.Mao Dzı-dung bu son siyasal savaşı da kazandı ve Sov­yet sosyalizminin yanlışlarına düşme­meyi sağlayacağma inandığı önlemle­ri ülkenin yaşamında geçerli hale ge­tirmeye yöneldi. Bu yanlışlar bürok­rasi, yeni ayrıcalıklı zümrelerin orta­ya çıkması ve ne eski rejimi ne de sa­vaşı görmüş olan gençliğin içinde bulunduğu vurdumduymazlıktı. Mao Dzı-dung 1956’dan sonra, bu sorunla­rı sürekli olarak irdelemiş ve düşün­müştü. Otoritesini tehlikeye düşürür gibi görünen “Lin Piao olayı” ortaya çıktığı zaman en büyük saygınlığı kazanmış bulunuyordu. Bu olay da rakibinin yenilgisiyle sonuçlandı. 1973’ten sonra yaşlanmış ve parkin- son hastalığı (titremeli felç) yüzün­den güçsüzleşmiş olan Mao Dzı- dung siyasal yaşamdan gittikçe çekil­di ve 9 Eylül 1976’da Pekin’de öldü. Mao Dzı-dung, yalnızca bir askerî ve siyasal önder değil, tüm Çin toplu- munun değişimine düşünceleriyle yön vermiş bir kimsedir. Çeşitli alan­larda ürün vermiştir: Bunlar arasında edebiyat (şiir), iktisat, siyaset, asker­lik kuramı ve felsefe sayılabilir. Maoculuk ya da Çin komünistlerinin deyişiyle Mao Dzı-dung düşüncesi, geri kalmış, yoksul, yarı-sömürge ve yarı-feodal bir ülke olan Çin’in özel koşullarına marxçılığm bir uygula­nışı gibi görünmektedir. Ama Mao’nun ölümünden sonra Çin’de bu düşüncelerin büyük bölümünün uygulanmasından vazgeçilmiştir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.