Yalancılığın kişi ve topluma verdiği zararları araştırınız.

Yalan,  insanları yanıltma, olmayan bir şeyi olmuş gösterilmesi, kişinin doğruluktan ayrılarak gerçeğin karşıtını gerçekmiş gibi göstermesi, olmayan bir şeyi olmuş gibi, olmayan bir şeyi de olmamış gibi göstermesidir.

Yalan kişilere ve toplumlara zararı oldukça fazladır. Yalancının onur ve saygınlığı kendisi için ve toplum için zedelenir. Sürekli yalan söyleyen birinin toplumla barışık çevresiyle sağlıklı ve özgüven içinde yaşaması imkansızdır. Herkese yalan söyleyen bir kişi toplum tarafından saygı gördüğü düşünülemez.

Yalan ile bireyler arasında güven duygusu kalmaz. Yalan ile aileler parçalanır. Yalan komşuluk ilişkilerini bozar. Toplumsal yapıyı kemiren bir hastalıktır. Yalan yüzünden adalet gerçekleşemez, çünkü şahitlik makamına kimsenin güveni kalmaz. Haklı haksız tespit edilememeye başlanır. yalan sebebiyle haklı hakkını alamaz, suçlu da alması gereken cezayı alamaz. Bu gibi durumlar toplumlarda huzursuzluğa sebep olur. Bir çok suçsuz insanın da cezalandırılmasına sebep olurlar.

Yalancı küçük bir çıkar için, başkalarına yalan söyleyerek onları aldatır. Böylece hem kendi onur ve saygınlığını zedeler hem de başkalarına zarar vermiş olur. Yalan söyleyen kişi kendisine olan saygı ve güvenini yitirir. İçinde gizlediği gerçek, sürekli onu rahatsız eder.
Yalan söylemenin çeşitli nedenleri vardır. Bazı yalancılar bir çıkar sağlamak veya birilerini korumak için yalan söylerler. Bazıları ise övünmek veya önemli olduklarını anlatmak için yalan söylerler.

Özü sözü doğru olan, inancının gereğini yerine getiren insanlar toplum tarafından sevilirler. Yalancılar ise toplumun huzurunu kaçırırlar. Toplumda güven duygusunun zedelemesine neden oldukları için hiç kimse tarafından sevilip sayılmazlar. Yalan yere yemin etmek ise yalana Allah’ı şahit göstermek olduğundan çok daha büyük bir günahtır.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.