Millet Egemenliği ile Demokrasi Arasındaki İlişki Nedir?

Bu yazımızda Millet Egemenliği ile demokrasi arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışacağız. Bir önceki konumuzda ülkemizde demokrasinin temellerinin uygulanıp uygulanmadığını incelemiştik.

Demokrasiden ne anlıyoruz, Demokrasi, yasama organının meclisin halkın oylarıyla, uzlaşma yoluyla değiştirildiği siyasi rejimdir. Bunun Gerçekleşebilmesi için millet egemenliğinin olması gerekiyor. Demokrasi olmadan millet egemenliği olmaz. Millet egemenliğini gerçekleştirmeden de demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

Demokrasi sorunlarına değinirsek gelişmiş ülkelerde dahi çokça dile getirilen demokrasi ile ilgili sorunlar daha çok daha az demokrasi değilde daha az iade hürriyetinden kaynaklanmaktadır. Bunun sebebi demokrasinin yetersizliğinden değilde fiili uygulamalarda hakların kullanımındaki yetersizliklerdir.

Bir ülkede, nüfus çoğunlukları birbirine yakın ve birbiriyle uzlaşmayan, topluluklar var ise (Afganistan, Irak) bu tip ülkelerin “egemenlik” paylaşımları millet egemenliğini kurmaları sorun olabiliyor. Bu durumda bu topluluklar nüfusları oranında katılacakları bir temsili demokrasi kurabilirler.

Milli devletler, egemenliklerini savaşlar ile kazanmışlar dünyaya tartışmasız olarak kabul ettirmiş milletlere dayandıklarından, egemenlik hakkının, yani yönetilenleri belirleyen hakkı demokrasi vasıtası ile kullanır. Demokrasi, ancak  milli yapıların egemenlik ile yürütülebilecek bir barışçı rejimin adıdır. Millet egemenlik hakkının reddi , barışın ortadan kalkması anlamına gelir.

Demokrasi, ancak milli egemenliğin tartışma kabul etmeyecek şekilde barış ve sükunetle yani demokrasi ile sağlandığında anlamlıdır.
Bunun için savaşlar, milli egemenliklere karşı tecavüzler sonunda çıkmaktadır

Bu sebeple herhangi bir ülkede, milli egemenliğin belirleyiciliğini kabul etmeyen bir grubun “demokratik hakkından”  söz edilemez. Çıkarılacak sonuç demokrasi egemenliğin halkın arasında paylaştırılması değildir.
Eğer demokrasi, bir toplumda her azınlık grubun, kendine göre bir yasama (kanun koyucu) meclisi, bir yürütme organı belirleyebilmesi anlamına gelseydi, bu gün dünyada hukuk sağlayan devlet meydana gelmezdi. Nitekim günümüz dünyasında binden fazla etnik topluluk olmasına karşın çok az sayıda milli  devletin olması, devletleşebilmenin ancak belli bir milli egemenlik ile “bütünleşme” ile gerçekleştiğinin delilidir.

Atatürk Ülkemizin Çağdaş Medeniyet Seviyesine Ulaşması için neler yaptığını incelemiştik, burada da gördüğümüz gibi en önemli unsur demokrasinin getirlmesidir

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.